16 Eylül 2013 Pazartesi

KAÇIK KAFE (THE LUNATIC CAFE) LAURELL K. HAMILTON #4


serinin en güzel  ikinci kitabı (birinci bence kanlı kemikler)  hakkında yazmaktan çok mutluyum. bu kitabı daha önce birkaç kez okumama rağmen sizlerle görüşlerimi paylaşmadan önce bir kez daha okudum. yine o kadar sarıp sarmaladı, içine kattı ve alıp götürdü ki beni inanın yolda okurken otobüste ineceğim durağı kaçırmama yol açtı. -bakın o kadar yani- bir de ilk okumada aldığım zevki hayal edin artık siz. yazı da bolca içeriğe gireceğim baştan belirtiyorum:)
goodreads puanı 5/4.10 benim kişisel puanım 5/4.50

kaçık kafe'de anita sürü ile tanışıyor. biliyorsunuz bir önceki kitapta richard zeeman (likantropların dünyasında kurtadamlar sürüsünün ikinci alfa erkeği) tanışmış ve müthiş bir elektriklenme yaşamışlardı. kitabın noel zamanını yansıtması da ayrıca çok hoş olmuş. marcus ile olan sorunlarından anita'ya hiç bahsetmediği için richard anita'yı hayalkırıklığına uğratıyor biraz. idealist ve iyi niyet abidesi richard saflık derecesinde dünyanın adil bir yer olduğuna ve kimseye zarar vermezse kendisine de zarar verilmeyeceğine inanıyor.. yani hayal dünyasında yaşıyor.. marcus onu tehdit olarak görüyor ve ne olursa olsun ortadan kaldırmaya kararlı. anita'yı toplantıya çağrıldığı akşam kaçık kafe'de sürünün lideri ve alfa dişi reina ile tanışıp dominantlığını ilan etti. evet sürü içinde anita bir dominant ve bu tüm meydan okumalara cevap vermesi gerektiği anlamına geliyor.

bu arada şehre gelen  edward yeni aldığı iş ile ilgili  anita'yı bilgilendirmek için otel odasına çağırıp elinde delil olarak tuttuğu carta filmini (insanların seks sırasında dönüşen likantroplar tarafından öldürülmesiyle sonuçlanan bir çeşit porno) anita'ya izletti. bu filmleri çeken de kim bilin bakalım? tabi ki reina. anita richard'ı çağırdı ve durumu onunla da paylaştı.

tüm bu sürü işlerinin içinde richard anita'ya evlenme teklif etti. evet yanlış okumadınız aynen ve anita teklifi kabul etti. jean claude'un aşığı olan,  peşindeki hain vampir greetchen anita'yı tehdit ederek jean claude'un peşini bırak yoksa ölürsün dediğinde anita rahatlıkla richard'ın teklifini kabul ettiğini söyleyerek yakayı sıyırdı. ancak greetchen bunu jean claude'nin duyması için ısrarcıydı. ve anita söyledi. evet bu açıklama üzerine yakışıklı ama tehlikeli vampirimiz ve şehir efendisi JC eşit koşullarda süre ister. ben de sana kur yapacağım ve benimle de çıkacaksın, eğer bu süre sonunda hala onunla evlenmek istersen ikinizi de rahat bırakacağım diye şerefi üzerine söz verir.


maceralar tüm hızıyla kitabın son sayfasına kadar devam eder. iyi adam olması gerekenler (şerif titus ve yardımcısı puşt aikinsen) bu kitabın azılı kötü adamları arasında yerlerini aldılar. bunlar yüzünden anita sürünün ilk toplantısında tanıştığı genç kurt stephen ile aynı kafese kapatıldı. stephen genç ve deneyimsiz bir kurt olduğundan dolunayda dönüştüğü anda beslenme ihtiyacı doğacak ve bu olduğunda da kan veya seks ile beslenecektir. ancak tecrübesizliği yüzünden kan ihtiyacını sekse çevirememe ihtimali yüksek. richard ile edward ise yan kafeste. richard tüm alfa kurtadamlığını ortaya dökerek stephen'i kontrol altında tutmaya çalıştı. anita ise tüm cesareti ile yine bir numaraya oynuyor. 

ilk sayfasından son sayfasına kadar heyecan dinmiyor.herkese şiddetle tavsiye ediyorum ve tekrar hatırlatıyorum ki uzun bir seri olmasına karşın kitaplar birbirinden bağımsız hikayeler içeriyor. ve mutlaka geri dönüşler ile okuyucu aydınlatılıyor. yani ilk kitaptan başlamadım diye üzülmeyin. elinizde herhangi bir anita varsa derhal okumaya başlayın. kesinlikle tüm seriyi satın almadan duramayacaksınız.






sevdiğim bazı diyaloglar;


kaçık kafe ben polly nasıl yardımcı olabilirim?
- richard'la konuşmam gerekiyor.
- özür dilerim burada o isimde bir garson çalışmıyor.
- bak dün gece marcus'un konuğuydum. richard'la konuşmam gerekiyor acil bir durum.
- bilmiyorum yani şimdi hepsi arka odada ve çok meşguller.
- richard'ı hemen telefona çağır.
- marcus rahatsız edilmekten hoşlanmaz.
- polly'di değil mi? bak on üç saatten fazla süredir ayaktayım. eğer richard'ı telefona çağırmazsan, oraya gelip şahsen kıçını dağıtacağım beni anlıyor musun?
- siz kimsiniz?
- anita blake
- ah richard'ı çağırıyorum hemen anita hemen şimdi..

(anita richard ile konuştuktan sonra yaklaşık 15 dakikayı polly'yi ona zarar vermeyeceğine ikna etmeye çalışarak geçirdi)


ve



Greetchen: onu duydun mu jean claude? başkasıyla evlenecek. başka birisini seviyor.
jean claude: ona beni sevip sevmediğini sor, greetchen. sor ona!
greetchen: onu sevmiyorsun.
jean claude: beni seviyor musun, ma petite?
anita: sanırım hayır dersem bana inanmazsın.
jean claude: sadece evet diyemez misin?
anita: evet ruhumun karanlık çarpık bir yönü ile seni seviyorum. mutlu oldun mu?
jean claude: beni severken onunla nasıl evlenebilirsin?
anita: onu da seviyorum jean claude.
jean claude: aynı şekilde mi?
anita: hayır.
jean claude: bizi nasıl farklı seviyorsun?
anita: daha kendimin anlamadığı şeyi, sana nasıl anlatacağım? lanet olsun jean claude. bunu kelimelerle ifade edemiyorum. hayatımı richard ile sürdürdüğümü görebiliyorum ama bunu seninle yapamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...