23 Ekim 2013 Çarşamba

BUNLAR ZİHİNSEL ŞİDDET




beren saat'in yeni filmi "benim dünyam" girecek yakında vizyona.. bir fragmanına bakayım dedim bakmaz olaydım.. yönetmen değilim ben, sinema eleştirmeni hiç değilim ama ben izleyiciysem ve bu filmler izleyiciye yapılıyorsa itirazım var arkadaş..

bir bakıyorum ki filme hem kör, hem sağır, hem konuşamayan bir çocuk. zaten ağlanacak bir hal değil mi? bir de üstüne çocuğunu tımarhaneye kapatmaya her nedense süper hevesli, zalim bir baba.. drama rollerinin kraliçesi ayça bingöl nam-ı diğer "cemile" yine vefakar anne rollerinde ortada çocuğuna sarılarak çemkirmekte..

kardeşim tür dram zaten filmin vermek istediği bu ama bu kadar da gözü çıkartılmaz, fragman bile ağlatmak için yapılmaz ki. izleyiciyi de suçluyorum ben arz talep meselesi bu tip şeyler neden ağlamaya bu kadar meraklı bir toplumuz biz? ajitasyon ajitasyon ajitasyon.. yalan dünya'nın töre dizilerine yaptığı göndermelerden hatırlarsınız.. dizi sektörü de film sektörü de bunun içinde.. ingilizce de bir deyim vardır "sex sells".. sanırım bizde de "drama sells"..

dram dedim ajitasyon dedim ama bitecek gibi değil. bazı yapımlar var ki bildiğin en kral korku filmine taş çıkartır. freddy kruger ali kaptan'ı görseydi diz çöküp tövbe isterdi sanırım.. bir kaç yıl önce adeta bir efsane, adeta bir fenomen olan diziyi hatırlarsınız. "öyle bir geçer zaman ki" o diziyi izlerken ağlamayanları vatandaşlıktan çıkartıyorlarmış.. bütün insanlık tarihinin başına gelebilecek felaketler toplaşıp akarsu ailesinin başına gelmişti.. ayça bingöl sevgili "cemile"miz allah bu kadını drama oynasın diye yaratmış muhtemelen.. bir baba figürü var ki adam kaptan ve her limanda bir sevgili klişesine gönülden bağlı. bir cemile var ki herşeye katlanıyor süper kadın, muazzam anne.. hadi be ordan bence osman'ı sosyal hizmetlere verseydiniz daha iyi büyütürlerdi..

hiç mi normal adam yok bu memlekette? aras bulut iynemli'nin yıldızı parladı tabii ihtiyacımız var sürekli sinir krizi geçiren psikopat elemanlara.. sadece iyi ağlayabiliyor, iyi sinir krizi geçirebiliyor, çok güzelde atar yapabiliyor diye.. sevgili mete'miz şehzade olmuş bu günlerde gazyağıyla sülüman'ı ve sarayı yakacakmış çok ciks bir sinir krizi geçirip..

örneklerimiz saymakla bitmiyor bazen anneannem öyle şeyler izliyor ki ağlamaktan tansiyonu çıkıyor ee bu da televizyonun gücü sanırım başka hiçbir şeye ve hiç kimseye de bu hakkı vermeyiz değil mi?

bir de "babam ve oğlum" gerçeği var farkındaysanız.. çetin tekindor'a hiçbir sözüm yok harkülade bir oyuncu eyvallah ama yani öyle bir film çekiyorsunuz ki herşeye dokunan ağlamamanın imkansız olduğu bir film. bu muydu marifet diye düşünüyorum.. bir konuya yoğunlaşmaktansa dişe dokunur her konuyu aynı anda ele alıp bir yerden denk gelir nasılsa diye ağlatmak mıydı marifet?

darbe herkesin ortak acısı, işkenceler, kayıplar toplumun yarası, otoriter baba figürü hepimizin korkulu rüyası, kanser desen zaten ne dememe gerek var bilmiyorum.. doğumda karını kaybetmek bonus olarak ekle.. hiçbir ebeveynin hatası olmamış mıdır çocuklarına? "açaydım kollarımı gitme diyeydim! benim yüzümmdennn!" ya da babasız kalan annesi doğumunda ölen bir çocuğun yaşadığı travma.. kardeş ağlamayalım da napalım? zaten ağlamayanın içini açar bakarım bu insan mı yoksam robokop mu diye.. bu şimdi filmin mi başarısı oldu?

aynı sorunu daha kalitesiz düzeyde de olsa bu mahsun kırmızıgül'ün çektiği filmlerde yaşıyor. "güneşi gördüm" evet.. güneydoğu sorunundan bahsetmek istiyor, göç sorunundan bahsetmek istiyor, metropol'ün acımasızlığından dem vurmaya çalışıyor, cinsel tercihlere saygı problemini, eşcinselliğe bakış açısını anlatmaya çalışıyor.. aynı anda o kadar çook şey anlatmak istiyor ki hiçbir şey anlatamıyor. çamaşır makinesinde kardeşlerini öldüren çocuklar, eşcinsel diye kardeşini öldürmeye kalkan bir adam, böyle bayaa ucuz bir dram yaratıp bırakıyor.. bence bu bildiğin zihinlere tecavüz, zihinsel şiddet..

sonra çocuklar cinsellik görmesin diye demokles'in kılıcı gibi başımızda sallanan bir rtük var televizyonda ama çocuklar kardeşlerini çamaşır makinesinde yıkayan çocukları görebilir onda sorun yok.. yeter ki behlül bihteri öpmesin ahlak, namus, psikoloji herşey darma duman olur.. ama o zamanlar ilk okula giden kuzenim racon değil kafa kesmesi gerektiğini biliyordu polat alemdar sağolsun; sakıncası yok tabii öpüşmesi gerekmiyordu sonuçta..

son olarak söylemek zorundayım sırf vurucu, güya unutulmaz bir son olsun diye mutsuz, ayrılıkla bitirilen "ıssız adam" gibi korkunç vakalarda var.. ıssız adam dedikleri filmimsi şeye olan nefretim o kadar büyük ki ayrı bir post hazırlayıp anlatabilirim ama kısaca özet geçeceksek dramda etkili olabilmen için gerçekçi bir sebep-sonuç ilişkisine ihtiyacın var.. herşey çok güzel gidiyor çok aşıksın.. sonra? seni terk etmem lazım. neden? ee şey ben ıssız adam'ım ya hani azıcık malca bir adamım.. bi de dram yaratmamız gerekiyor ağlamadan çıkarlarsa salondan olmaz.. hadi yıllar sonra karşılaşıp sarılalım da tam olsun.. bu arada anlamazdın annlaaamazzdın.. kadere de inanmazdınnn...

izlediğimiz filmleri iyi seçelim bir de manasız dramlara prim vermeyelim.. şiddetin her türlüsüne HAYIR!

keyifli seyirler..










6 yorum:

  1. Yerden göğe kadar haklısın. Ben de böyle film gördüğüm zaman kesinlikle ve kesinlikle gitmiyorum. TV'de yayınlansın, kafamı çevirip bakmıyorum bile. Moralimi bozmak için bir de para mı ödeyeceğim? Mazoşist miyim ben?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. en iyisini yapıyorsun aslında tam olarak öyle yapmalı sektör kendine ancak öyle gelir.. tabii komediye girersek recep ivedik kaya gibi iner tepemize ya.. neyse artık o da başka bir gönderinin konusu:)

      Sil
  2. ülke gerçeği işte drama satıyor.
    bir de aptal yerine konulmayı da hakkediyoruz bence şimdi de tekrar çevrimler moda oldu. cdlerini aldığım hala bayıla bayıla izlediğim müziğine hasta olduğum çalıkuşunun tekrar çevrimine gerek var mıydı? tatar ramazan? neden zaten bildiğimiz öyküler izleniyor bu kadar çok?
    sanırım başka türlüsünü bilmiyoruz son yıllarda izlediğim hiç bir türk dizisi yok ve gurur duyarım bununla :) ah biraz yabancı dizi izlense 20 dkda reklamsız neler anlatılıyormuş senaristlerde ne zeka yapımcılarda ne hayal gücü elin 5 yaşındaki bebeleri bile bizim duayenlere ders verirmiş anlaşılsa. amaaann değişmez bu ya..
    bu arada Ayça Bingöl için bir not. kendisini ilk kez iki aile de (ki şahane dizidir son bölümler hariç) izledim ve gayet komedi de oynar. :))
    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu yeniden çevirmeler benimde en büyük yaram.. bir yeşilçam hayranı, bir türkan şoray hayranı olarak resmen kanıma dokunuyor..
      dila hanım olsun selvi boylum al yazmalım olsun.. bir türkan şoray kadir inanır çifti var ortada hangi oyuncu bu gerçeği aşabilir? bu performansın üstüne çıkabilir?
      ama tabii gözlerde dolar işaretleri yanıp söndüğü için herkes herşeye cüret edebiliyor..

      yabancı dizi konusu zaten bambaşka bir konu..

      rtük bu televizyonlarda oldukça bizden ne bi spartacus çıkar ne bir game of thrones.. muhteşem yüzyıl'ı the tudors'dan esintilerle yayınlamaya kalktılar başbakanın bile gündemi oldular bu ülkede aslında işini yapmak istesende yapmak zor.. bence bizden bi himym çıkması bile minimum elli sene sürer ya sormayın gitsin:)

      ayça bingöl'e gelirsek aslında ben kendisini çok seviyorum.. sadece bir eleştiriydi çünkü kendisini dram oynarken görüyorum sürekli bir de annelliğiyle ön olanda olan karakterlerle..

      Sil
  3. ben de aşığımdır türkan Şoraya. kadir inanırlı filmlerine. o salon filmleri değil de selvi boylum-sultan-dönüş-dila hatun.. bir de adile naşit münir özkullu büyük aile filmleri neşeli günler vb...
    aslında çok ilginç ya halen 30-40-50 yıl önceki filmlerden şarkılardan zevk alıyoruz :))

    YanıtlaSil
  4. İyi bir saptama yapmissin.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...