9 Aralık 2013 Pazartesi

GRİNİN ELLİ TONU'NA FARKLI BİR BAKIŞ


grinin elli tonu neredeyse herkesin okuduğu bir kitap haline geldi ve kitaplardaki erotizm seviyesini adeta çıldırttı..

kitap iyi miydi kötü müydü bunlara girmeyeceğim çünkü kitap dil olarak yavan ve sıradan konu olaraksa klişeydi.. bdsm bu kitabın itici gücü oldu insanlar daha önce aşk romanları görmüşlerdi, erotik aşk romanları görmüşlerdi ama bdsm'nin böyle süslenip püslenip servis edildiğini hiç görmemişlerdi.

süslenip püslenip diyorum çünkü eğer sıradan bir fantaziden ibaret değilse bdsm o kadar da romantik bir şey değil konuyla ilgili çok bilgisi olan insanları bırakın bu konuyla ilgili tek bir makale, kitap okuyan insanlar bile bunun iki taraf içinde çoklu psikolojik durumlar içerdiğini acı ve işkence dozajının "aa pis herif kıçıma şaplak attı." düzeyiyle herhangi bir ilgisi olmadığını bilirler.


bu açıdan bakacak olursak kitabın başına "bu kitap tamamen hayal ürünüdür, bdsm'yle gerçek sadizm ve mazoşizmle bir ilgisi yoktur." diye bir ibare koymak çokta yanlış olmayacaktır.

peki insanları bu kadar büyüleyen neydi? tek kelimeyle cevap veriyorum; "para."

normalde sevgilisi makas alırken yanağını fazlaca sıksa çemkirecek hanımlar ah grey vah grey diye dolaşmaya başladıysa bunun sebebi bdsm olamaz.

asıl kız dediğimiz karakter sıradan, sıradan ötesi sıradan bir üniversite öğrencisi, fakir, sakar hiçbir cezbedici yanı yok kendisinin.
asıl erkek dediğimiz elli ton'sa insana ruhunu teslim ettirecek kadar yakışıklı, über zengin, genç, aşık..

bu kitaplar belli bir mantıkla yazılıyor satılsın diye yazılıyor en ufak bir edebi kaygı ya da yaratma kaygısı düşünülmeden tek istenilen satmak satmak ve satmak.
halkın daha da fakirleştiği elit grubun günden güne zenginleştiği bir dünyada sıradan bir kıza yakışıklı bir multimilyonerin aşık olabileceği hayali insanları baştan ayağa cezbetti.


hikayenin sonuysa adeta bir peri masalı gibi bitti grinin tonları açıla açıla oldu sana ace'le çitilenmiş gibi beyaz. ben üç kitabın üçünü de okudum ve keyif aldım vaktimi öldürdüm ama bol bol da düşünmeye sevk etti beni.

insanların sınırları neydi?

hafta sonları helikopter gezisi yapabilmek, özel günlerde hediye olarak son model audi alabilmek için nereye kadar giderdi insanlar?

sadizm bile gözümüze hoş görünmeye mi başlıyordu yoksa?

fahişe olan annesine benzettiği için sevişirken sevgilisini bağlayıp dövmek isteyen bir adam hakkında yazılmış bir kitap nasıl ama gerçekten nasıl fenomen olabilildi ki?

sinemayı çok seven biriyim mümkün olsa her filmi sinema salonlarında izlerim.. herhalde hikayenin yansıtıldığının aksine ne kadar aşktan ve duygudan uzak olduğunu en iyi film gösterecek. kitaba bağlı kalırlarsa eğer ellerinde tek kalan uzun metrajlı, konulu pornografi olacak gibi.


4 yorum:

  1. Cok merak edip hala okuyamayanlardanım ben.
    Ama hep olumsuz bir eleştri aldım kitapla ilgili, ondan uzak duruyorum sanırım.
    Teşekkürler fikirlerinizi bizimle paylaştığınız için. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Okuyucu yorumlarına baktığımda bir bölümü edebi yönü olmadığını söylemiş.Üzerinde erotik kitap ibaresi olan bir kitaptan edebi yön aramak ne kadar doğru diye düşünüyorum.Kitabı ben de okudum aslında dışarıdan normal görünen insanların cinsel dünyalarında ne kadar çirkinleşebileceğini gördüm.Dediğin gibi para herşeyin üzerini örttüğü gibi hoş görünmesini sağlamış.

    YanıtlaSil
  3. Ben su an ikinci kitabi okuyorum ve kitaplara senin baktigin göz ile bakmadim. Yani kitapta beni para cezbetmedi. Bitirdigim zaman bende hakkinda düsüncelerimi belirtirim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. İlk kitabını okudum sadece. Diğerlerine devam edemedim. Yani daha okunacak bunca güzel kitap varken neden bunun gibi kitaplarla zamanımı harcayayım ki ? İnsanların okumasını , sevmesini anlarım anların ancak bu kadar fenomen olacağını hiç tahmin etmezdim :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...