18 Aralık 2013 Çarşamba

VE GERİ KALAN HER ŞEY - PUCCA

bazen gerçekten kendime inanılmaz şaşırıyorum.. ilkini bu kadar sevmediğim bir kitabın ikincisini nasıl bu kadar sevebilirim ki? evet evet pucca'dan bahsediyorum..

küçük aptalın büyük dünyası bana ne kadar itici geldiyse ve geri kalan her şey de o kadar harika ve eğlenceli geldi.. evet plaj kitabı olduğu konusunda fikrim değişmiş değil fakat okurken inanılmaz bir merak, bir sürükleyicilik buldum bu kitapta..

sanırım benim sorunum erkek karakterlerleydi zira ne pekmez'den ne de erik'ten hiç mi hiç hazetmiyordum. bu kitapta ikisinden birden kurtulması sanırım kitaba olan ilgimi bu kadar arttırdı.. o erik denen ayarsız herifin pucca'yı çok çok kötü bir biçimde terk etmesiyle başlıyor kitap..

aşk acısı okuyoruz bol bol ya da aşk acısından çok kendine acıma diyelim, ego yaralanması.. bunu nasıl yapar değil problem bunu "bana" nasıl yapar sorusu asıl problem.. çok uyanık geçinsede ciddi ciddi saf bu pucca hala nasıl olur da erik'ten pekmez'den medet umar anlamak mümkün değil..

kitabın asıl çıkış noktası pucca'nın arkadaşlarıyla tatile çıkmasıyla başlıyor.. daha uçaktan indiği andan servise kadar başına türlü türlü olaylar geldiği gibi bence şu ana kadar sevgilisi olacak en düzgün ama en düzgün adamla tanışıyor.. evet berdan mardini kılıklı, ayıcık ceri..

bu adamla ilişkisini, adamı sevgilisinden ayırmak için yaptığı çirkeflikleri, arkadaş ayağı takılırken ceriye yavaş yavaş aşık olmasını.. herşeyi ama herşeyi inanılmaz derece de güzeldi.. bazen kahkahalar atarak bazen gözlerim dolarak okudum bütün yazılanları.. daha önce de söylediğim gibi hiçbir zaman bilemeyeceğiz ne kadarı kurgu ne kadarı gerçek ama ben hepsini gerçek diye kabul ettiğimde çok ağır psikolojik problemler altında yaşayan bir kadının sürekli yanlış seçimlerle oradan oraya sürüklenmesini okumuştum ilk kitapta.. ikincisindeyse çok normal olmasa da ceri doğru seçime çok daha yakın, pucca'yı toparlayabilecek bir adamdı başından beri.

gerçi sonraları ceri'de az sapıtmıyor televizyon karşısında göbeğini kaşıyan elemana dönüşmeye başlıyor ama o hali bile erik'le pekmez'in toplamından daha fazlası bana göre..

son zamanlarda benim hayata, ilişkilere bakış açımı sorgulatan kitaplar çıkıyor karşıma.. bir kadının hikayesi de böyleydi pucca'da böyle oldu. ceri evlenme teklif ettiği an evlenmek istemeyen bir kadın olup çıkıverdi pucca. belki de olay evlenmek değil de birinin sizi sonsuza kadar yanında istemesi ve bunu resmiyete dökecek kadarda kararlı olmasıdır asıl mevzu..

bir de bize hep gizemli ol, yumuşak karnını gösterme, asla gardını indirme diye öğretildi. özellikle yaşanmış bir hikaye olduğunu varsaydığım için beni çok etkileyen bir bölümü oldu. ceri'yle buluşacağı akşam -henüz hala arkadaş ayağı yaparlarken üstelik- ankaralı öküzünün düğün haberini gördü televizyonda ve ciddi ciddi sinir krizi geçirdi pucca. üstelik bunu ceri'nin kollarında yaptı içinde kalan ne kadar öfke, pişmanlık, nefret varsa hepsini kustu.. artık içinde hiçlikten başka bir şey kalmayana kadar ağladı pucca o gece..

bir ilişki için hayal ettiğimde her zaman bu olmuştur.. sen ve ben değil biz olabilmek, gardını indirebilmek, aynı taraftayız ve geçecek diyebilmek.. bu kitabı da, bu pucca'yı da, bu ceri'yi de çok daha beğendim ben ve kendi içimde çelişmeyi dahi göze alarak tavsiye ediyorum diyorum..

keyifli okumalar..




2 yorum:

  1. Geldi geldi bugün izleyiciler listemiz geldi ama yine gidebilir ne yapmak gerekiyor acaba..:))

    YanıtlaSil
  2. Alttaki kısıma aynen bende katılıyorum. bu insanlar nasıl beğeniyor bu kadar diyordum.

    bazen gerçekten kendime inanılmaz şaşırıyorum.. ilkini bu kadar sevmediğim bir kitabın ikincisini nasıl bu kadar sevebilirim ki? evet evet pucca'dan bahsediyorum..

    Ukash Bayilik

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...