Nora Roberts'ın favori yazarlarımdan olduğunu herkes bilir. O yüzden bu kitabı çıktığı ilk anda sipariş ettim ve merakla beklemeye başladım. Kitap elime ulaştığındaysa heyecanla okudum. Kitabı beğendiğimi ve ilk yarısını sadece bir kaç saatte okuduğumu söyledikten sonra ayrıntılara geçmek istiyorum.
Kitap ilk çağlarda yaşayan bir cadının başına gelenleri ve bunun yüzyıllardır süregelen lanetini anlatıyor. Bu yüzden kitap aslında günümüzde geçse de hikaye ilkçağ'da ve Kara Cadı'nın hikayesiyle başlıyor. Kara Cadı kelt tanrılarından hediye sihirli güçlere sahiptir ve onun soyundan olan çocuklarında da büyü gücü vardır. Kara Cadı'nın kocasıysa çok iyi bir asker olsa da sıradan bir ölümlüdür.
Kara Cadı'nın büyük gücünü arzulayan bir büyücünün Kara Cadı'nın kocasını öldürmesiyle bütün hikaye gelişir. Kara Cadı büyücüden başka türlü kutulmasının imkanı olmadığını anladığında nesiller boyu sürecek bir büyü yapar ve soyundan gelen seçilmişlerin kötülükle savaşmasını, adını gururlandırmasını emreder.
.jpg)
Hikayenin en büyük eksiği bana kalırsa aşktı. Elbette romantik kıvılcımlar, gelişmeler yok değil, hatta "düşmanın soyundan gelenlerle aşık mı olsak canım?" gibi durumlar bile vardı ama belki de çok tutkulu veya hastalıklı ilişkileri okumaya alışmış olduğumdan bana o kadar da romantik gelemedi.
.jpg)
Bir çok açıdan evet benziyor. Yine de oradaki hikayenin daha farklı olduğunu ve bu kadar yoğun mistik öğeler içermediğini belirtmekte fayda var. Bu kitapta sihir ve İrlanda kendisini hisettirirken Anahtar serisi çok daha üstü kapalı geçiyor, aşka yoğunlaşıyordu. Orada bir Rowena karakteri vardı ki kitabı okuyan herkes bilir, inanılmaz güzel bir karakterdi. Belki onlarında yorumunu yapmalıyım. Ne dersiniz?
Herkese Keyifli Okumalar..
ya ama elimde daha 2 adet Roberts kitabı var buna ancak sene sonunda sıra gelir ki:(
YanıtlaSilKendini boşuna üzme o kadar da çıldırtıcı bir kitap değil :)
Siltamam, teşekkürler...
Sil