18 Eylül 2014 Perşembe

DİKKAT! AŞK ÇIKABİLİR - ASUDE


Size bahsedeceğim kitabın tuhaf olacağını hem de gerçekten tuhaf olacağını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Yani zaten Türk bir yazarın ısrarla yabancı karakterleri kurgulamaya çalışması bana inanılmaz manasız gelse de okuduğum binlerce olumlu eleştirinin üstüne şunu bir okumak lazım diye düşündüm.

Doğrusu keşke düşünmeseydim çünkü sayfaları atlaya, atlaya zorla şerle okudum. Hangi baba kızını zorla hiç tanımadığı bir adamla evlendirir ki? İnsanın açık ara psikopat olması lazım zengin bir iş adamının kızını bırak bunu ülkenin yarısında kimseye yapamazsınız.

İkincisi Martin Turner olarak pazarlanan eleman bildiğin Mahmut Turner gibi davranıyor. Amerikalı, mavi gözlü fantastik bir insan olsun deyipte karakter olarak tutup bir Mahmut yaratmamalısınız. Hangi Amerikalı, hem de böyle güçlü nüfuzlu bir Amerikalı tehditle, şunla bunla evlendirilebilir? Fimlerden duyduğunuz bir cümle vardır "Ben Amerikan vatandaşıyım." O konsolosluk o saatten sonra bir dağ gibi önünüze dikiliverir ki diplomatik kriz nedir, nasıl çıkar anlarsınız canlarım.

Martin'in bu sadece ortadoğu'ya özgü kabalıkları, ayılıkları ve "Sen benim malımsın." gibi Ortadoğu dışında hiçbir yerde kurulamayacak cümleler kurması nasıl açıklanabilir hiçbir fikrim yok. İlkim'in tepkisizliği, silikliği, kendi hayatı için mücadele edemeyişi, kararlarını savunamaması... Despotluğa aldırmayıpta annesinin yaşam tarzını kınaması; nasıl güleceğimi şaşırdığım unsurlar.
 
Maryson ve Seth desen ayrı bir enteresanlık silsilesi.. Yani Amerika'da kocasından boşandıktan sonra hiç kimseyle birlikte olmayan bir kadını doktora götürürler iyi mi değil mi diye. Kimse böyle bir şey beklemez seksi normalleştirmiş ve kanıksamış bir toplumda. Ve çocuk kaçırma diyalogları falan hücceten saçma, orada kadınları -hele ki zengin ve saygın bir kadını- koruyan yasalar var. Çocuk kaçırmayı deneyebilirsiniz ama bu çocuğunuzu son görüşünüz olur.

Hele ki kürtaja kişisel bakış açısını olabildiğince taraflı yansıtan "Embiriyo'yu öldürdün mü?" triplerine kızsam mı gülsem mi bilemedim. Seth adında bir adamın 3 kız çocuğundan sonra tüp bebek yapmaya çalışan Hasan amca gibi erkek çocuk diye delirmesi hiçbir şart altında mümkün ve imkanlı değil.

Kısaca kitabı pek parlak bulmasam da sevenleri olduğunu tahmin ediyorum. Türünün sevenlerine tavsiye edilir neredeyse hiç düşünmeden okunan ve biten bir kitap. Benim içinse ufak çaplı bir kara listeye girdi.

Herkese Keyifli Okumalar...

10 yorum:

  1. Her ne kadar bu kitabı beğenmiş olsam da yorumunun kelimesi kelimesine haklı olduğunu düşünüyorum. Yabancı karakterlerin sadece adı yabancı gibi, Martin'in zorbalığı İlkim'in mıymıntılığı da ayrı mesele :P

    YanıtlaSil
  2. Hah ya hu... Bir ben varım zannediyorum yabancı karakterlere kıl olan :) Ya hu bu tercih meselesi tabii ki ama Türk ise Türk karakterler yaz arkadaşım. Bak elin Amerikalısı bizi nasıl da kendi karakter ve yaşam tarzlarına alıştırdılar yaza yaza. Biz de niye ısrarla onları yazarız vallahi anlamıyorum. Ben bu hikaye facede yayınlanırken meraktan şöyle bir baktım. Kalemi güzeldi, haksızlık edemem... Ama hiçbir hikayesini okuyasım gelmedi sırf karekterler yabancı olduğu için.

    Hem bu bir risk de dediğin gibi komik duruma düşebilir bir insan, yazdığı toplumu iyi tanımıyorsa ya da iyi analiz edemediyse. Hadi evlendikten sonra kimse ile birlikte olmamak falan bu kişiselliğe bağlanabilir. Oralarda da mevcut hala evlilik öncesine karşı olanlar falan filan ama bu geleneksellik genellikle karaktere tamamen yansıyor. En azından benim gözlemim bu.

    Her neyse, ben de ısrarla Türkler Türk karakterle yazsın diyorum. Ama bu tabii ki tercih meselesidir. Okuruna da ulaşıyor, ne yapalım. Saygı duymaktan başka... :|

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun adı zannediyorum ki özentilik.. Başka bir şey bulamıyorum söyleyecek yoksa Ahmet ve Ayşe'nin hikayesini anlatsa kimse bu kadar garip bulmayacak. Amerikada geçen kısımlar ucuz prodüksiyonlu dizilerin otel odalarına kapanıp Ayyy Amerika çok güzel demesi gibi olmuş...

      Sil
    2. Neyse yine de okunan bir Türk yazar olduğu içim seviniyorum ben. En azından olumsuz algının değişmesine katkı sağlıyor. Umarım en kısa zamanda bunu Türk karakterleri kullanarak yapmaya devam eder...

      Sil
  3. Bir yazar illa kendi milletini anlatacak diye bir şey yoktur. Yazarları sınırlamamak lazım. Ama burada önemli olan yukarıda da arkadaşlar dile getirmiş; anlattığın toplumun özelliklerini çok iyi bilmek gerekiyor. Yani bir Amerikalıyı Türk bakış açısı ile yazmamak lazım. Bunu sadece bu kitap için söylemiyorum zaten kitabı henüz okumadım ki Asude çok okunan ve beğenilen bir yazar. Bunları bir tek ben düşünüyorum, dertleniyorum sanıyordum. Yalnız olmadığımı görünce mutlu oldum.

    YanıtlaSil
  4. Başka yazarlar başka milletleri anlatınca sorun yok ama bizdeki yazarlar yabancı kurgulayınca hemen milliyetçilik damarlarımız neden kabarır? Üstelik edebiyat gibi uluslararası bir alanda, edebiyat gibi sınırlarından ötesine geçen, geçmiş olan bir alanda... Okuduğunuz kitap folklorik bir iddiada mı? Kadının Türklüğü, adamın Amerikalılığı bilerek vurgulanmış, kurgu bu kültürel çatışmalar üstüne mi gidiyor? Kendi ananesini, Amerika kültürüyle kıyaslayan kırsal bir kadın karakter mi var karşınızda? Kitabın dayanak noktasında sınırların bir yeri yokken sizin eleştiri getirdiğiniz, getirmeye çalıştığınız noktalar inanın komik kalıyor. Kadın karakter kapalı, saklı, izole edilmiş bir kültürde mi yaşıyor, kendine ördüğü duvarlar dışında onu sınırlayan kültürel etkenler mi var? Olayın kültür boyutuna indirgenerek aşağılanması tuhafıma gitti. Bir insanın karakterini belirleyen tek etken yine bu kültür müdür? Sosyolojik açıklamalar yapmak istemiyorum ama olayı Amerikalılaşamamış karaktler üzerinden aynı noktalardan eleştirmeniz haklılığa sığmıyor. Adam kıskaçsa kıskançtır. Okuduğunu benzer tarzdaki yabancı yazarların aşk romanlarında değişik erkeklere mi rastlıyorsunuz? Belli bir baskınlıkta, otoritede, kıskançlıkta erkek karaktere 'aaa bu İngiliz ama olmamış' dediğiniz oluyor mu merak ediyorum? Ayrıca ikinci çifte dair yazdıklarınıza gelirsem, kadının illaki cinselliğin yaşaması mı gerekir? Kendi kişisel tercihiyle erkeklerden uzak duramaz mı? Bu açılardan yorumunuzu siz de fazla Ameriklalaşarak yazmışsınız ama kıyas olarak bakmak istediğim aşk romanlarındaki amerikalı karakterlerin de dediğiniz medeniliğe uzak olduğunu görüyorum. Keza aşk romanlarında millet ayrımına bakmadan bir çoğunda bekaret kavramı hala önemlidir, bazı değerler hala korunur. Kızların masumiyeti ya da erkeğe göre biraz daha sönük olması da sıkça işelenen konulardır. bu açılardan yorumunuzu çoğu aşk romanına uyarlamak gerekecek. Şimdi diğer yorumlarınıza bakıp benzer noktalara değinip değinmediğinize bakacağım. Saygılar. Kitabı sipariş ettikten bir gün sonra bitiren ve seven bir okur olarak görüşümdür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyolojik çıkarım yapılabilecek bir kitap olmasa da yorum için teşekkürler.
      Tek söylemek istediğim şu insan okuduğunu anlamalı. Adını bile belirtmeden fanboyluk yapmak bana enteresan geliyor.

      Kitabı beğenmedim kitabın zihniyetini kadına bakış açısından tutun erkek diktatörlüğünü normalleştirmesine kadar hiçbir şeyini sevmedim. Okur olarak görüşümdür.

      Sil
    2. Fifty Shades hayranı olmanız, buna karşın bu kitapta kadına bakışı sorgulamanız devasa ve tuhaf bir çelişki yaratmış. sayfanızın sağında fifty shades bannerı dururken tatıl bir romantik komedi kitabında kadına verilen değer üzerine konuşmak bu aşamadan sonra benim için abesle iştigal olur. iyi günler

      Sil
  5. Size yazarın Pabucumun Ajanı kitabını öneririm. Türkiye'de yazılan en iyi romantik komedi kitaplarından biri olduğu konusunda oldukça iddialıyım. :) Bu kitabı da severek okudum ben. derinlemesine çıkarımlar yaparsak her kitabın binlerce kusurunu bulabileceğimiz için sadece zevk alma amacıyla okudum. Romantik Aşk kitaplarını da sanırım biraz böyle okumalıyız. zamanı güzelleştirmek, rutin sıkıntılardan uzaklaşmak için. Yazarın kalemi bana bu hissi veriyor.:)

    YanıtlaSil
  6. şimdi fuar listeme eklemiştim, senin yorumun sonrası kaldırdım. kültüre uymuyorsa zaten başlı başına bir sbeptir okumamam için. fakat, Gülve Avcı kitabını okudum, Asudenin. yani o kadar hoşuma gitti ki anlatamam. birkaç kez baştan baştan okudum. yani kim neyi ne derece sever bilemiyorum. tabii, onda da tuhaf gelen birkaç şey vardı, ama bunlardan bahsetmeye gerek yok şuan :) çünkü uykum geldi :) ama bu blogu sanırım baştacım yapıcam :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...