16 Eylül 2014 Salı

KURŞUN (BULLET) - LAURELL K. HAMILTON


Anita serisinin her kitabı benim için altın değerindedir bir kere onu söyleyerek başlayalım. Bu güne kadar okuduğum serilerin içinde en iyi ama en iyi olanı ve bana en çok okurken keyif veren seridir. Dönüp dönüp birinci kitaptan itibaren belki dört beş kez okumuşumdur. 

Anita karakterini seviyorum, Jc, Richard, ve tüm karakterleri seviyorum bir kere. Onların maceraları bana keyif veriyor. Tabi ki lourell'i tek bir konuda eleştiriyorum serinin beşinci ve altıncı kitabından sorna ardeur muhabbetine aşırı seks içerikli yazmaya başladı yani bu kadarına gerek yoktu abarttı diye düşünüyorum.

Kurşun'da karanlığın annesi Marmee Noir Anita'ya sahip olmaya çalışıyor. Kendine bir beden arıyor ve Anita'nın bedeni onun çok ilgisini çekiyor çünkü o bir nekromensır ve metafiziksel bir sürü gücü var. Büyü gücü var, vampir güçleri var falan filan.  Bedeni olmayan bir varlıkla nasıl savaşılabilir? Tabi ki metafiziksel yollarla. Anita ve diğerleri müthiş bir şekilde karşı koyuyorlar ve kendi konseylerini oluşturma çabası içine giriyorlar. 

Bu kitapta en çok ilgimi çeken şey Richard'daki değişim. Her zaman muhalefet olan ve uyumsuzluk gösteren  Richard bu kitapta inanılmaz derecede uysal ve paylaşımcı. Çok şaşırtıcı gerçekten çünkü Laurell bu karakteri yani Richard'ı o kadar inatçı, bencil ve huysuz betimlemişti ki bu güne kadar okurken şoktan şoka girdim. 

Kitabın ilk yarısı yatakta geçiyor arkadaşlar abartmıyorum cidden öyle. Karanlık anne Belle Morte ve Padma'yı (konseyin iki üyesi) ele geçirmiş ve onları Anita'yı ele geçirmek için metafiziksel olarak kullanıyor. Kendisi ölüm aşığı olarak anıldığı için ölümle besleniyor ve onlara bu yolla saldırıyor. Kafalarına girerek birbirlerini öldürmelerini istiyor ama anita ve Jc beslenme şeklini değiştirerek ardeur devreye sokuyorlar. Kısacası birbirlerini öldürmek mi? Sevişmek mi? İkinci seçenek daha makul geliyor tabi.

Karanlık anne'ye karşı güçlenmek için altın kaplanları bünyelerine katmak isteyen bizim ekip onları etkilemek için de elinden geleni yapıyor. Bu kitapta Anita önceki kitaplarda  çok etkilendiği ve hatta "Kurabiye Canavarı" adını taktığı aslanadam Haven'la yan yana geliyor.

Polis işlerine neredeyse hiç bulaşmamış bu kitapta. Sadece bir konu hakkında fikri soruluyor o kadar, o da adet yerini bulsun diye yani yazar tarafından iki satır yazılmış. Oysa ki anita bir ajan aynı zamanda mümkün değil o kadar uzak kalması. Dolph yoktu, Zebrowski yoktu, çavuş Storr yoktu. Kısacası polis işi yoktu, bence anita biraz yataktan çıkmalı artık. 

Kitabın sonu belirlenmemiş yani okudum, okudum, okudum ve sonu yok. Öylece ortasında bitmiş gibi şimdi bir sonraki kitap ne zaman yayınlanır? Allah (ve Artemis) bilir... 
 
Herkese Keyifli Okumalar..

2 yorum:

  1. Öyle bir giriş yapmışsın ki merak ettim hikayeyi şimdi :) Ama en iyisi serilere bitince başlamak yoksa çatlıyorum ben meraktan :)

    YanıtlaSil
  2. Valla anitaya bende hastayım ama bu yorumu yazan ma petite yani mine :) bazı kitap yorumlarını o yazıyor yani neredeyse bütün anitaları :) bana sorarsan tek kusuru fazla cinsellik içermesi.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...