23 Şubat 2015 Pazartesi

KIZIL TEPE - JAMIE MCGUIRE


Jamie McGuire'nin yayınlanan son kitabı Kızıl Tepe'yi yeni bitirdim. Ayaklı Bela'yı ve yazarın diğer kitaplarını okuyup yazım dilini beğendiğim için Kızıl Tepe'yi de gördüğüm ilk günden beri istiyordum.

Şimdiden belirtmeliyim ki bu bir övgü yazısı. Konu zombilerse Resident Evil, The Walking Dead, I'am Legend, Ward of Z gibilerini ve daha bir çoklarını izlemiş biri olarak söylüyorum ki bu kitaba bayıldım. Kitabımız üç ana karakterin bakış açısından anlatılıyor. Bu karakterler Scarlet, Nathan ve Miranda ama kesinlikle söylemek zorundayım ki kitabın asıl ana karakteri açık ara Scarlet.

Spoiler vermemek adına hep yuvarlar cümleler kuracağım. Okuyanlar zaten beni anlayacaktır ama okumayanlar da bir zahmet hemen alıp, okusun derim. Scarlet iki küçük kızı olan, bir hastanede teknisyen olarak çalışan, kocasından boşanmış genç bir kadın. Felaketin hemen öncesi çocuklarını okula bırakıyor ve bunun için kitap boyu pişman oluyor. Scarlet'ın ilk amacı çocuklarını bulmak ikinci amacıysa hayatta kalmak.

Nathan'sa tamamen sıradan bir adam. Masabaşı bir işi, sıradan bir evi, eski bir arabası ve mutsuz bir karısı var. Felaket günü kızını almak için okula geldiğinde radyodan salgın haberlerini alıyor ve kızını kaptığı gibi her sadık kocanın yapacağı şekilde karısını kurtarmak için eve koşuyor. Fakat ne yazık ki eve ulaştığında Nathan'ı büyük bir sürpriz karşılıyor. Artık Nathan'ın tek amacı kızı Zoe'yi güvenli bir yere ulaştırmak.

Üçüncü ve son karakterimizse Miranda. Miranda Kızıl Tepe denilen evin sahibi olan doktorun kızı. Kardeşi ve sevgilileriyle babasını ziyaret için yoldayken bütün dünya bir anda başlarına yıkılıyor. Miranda hayat hakkında, aşk hakkında hatta bütün insan ilişkileri hakkında kafası karışık ama gerektiğinde karar alabilme iradesine sahip güçlü bir kız. Scarlet ve Nathan'la kıyaslandığında boş bir karakter gibi görünse de tek bir amacı var o da hayatta kalmak.

Şehirler milyonlarca zombi tarafından tamamen kuşatılmış durumda, sağ kalabilen halk yaşlılardan çocuklara kadar silahlanmış ve vahşi hayvanlarmışçasına hayatta kalmak için kiliselerde, hastanelerde bir araya toplanmış. Devlet, polis, ordu, medya gibi bütün mekanizmalar kökünden yıkılmış ve bildiğimiz dünyanın bütün kuralları silinmiş vaziyette. Cehennem bütün dünyayı ele geçirmişken bütün insanların amacı farklı yollardan da olsa aynı. Güvenli, kuytu, ıssız, yiyecek ve silah dolu bir sığınak bulmak. Bu anlatılan mekan da elbette kızıl tepeden başka bir yer değil.

Okuyanlar kitabın sonunu bilir. Hatta çoğu kişinin Scarlet'ı suçladığını da okudum. Fakat nedense ben Scarlet'ı suçlayamadım. Evet, Scarlet kesinlikle devasa bir bencillik içinde ama çocukları tehlikedeyken daha azını yapmasını zaten bende beklemezdim. Üstelik bu hikaye bir çeşit kıyamet sonrası senaryosu ve kayıplar olması da beklenen, hatta normal bir şey. Özellikle sevgilisi olan birinin başka birine gönlünün kayması bana göre bu kitabın sonunu alternatifsiz kıldı. Yani eski sevgilini zombilere atıp yeni sevgilisinle mutlu olacağın bir alternatif senaryo da kimseyi mutlu etmezdi bence.

Okuyuculara katıldığım tek nokta şu. Kitabın sonu çok hızlı bağlanmıştı. Son elli sayfanın hakkıyla yazılabilmiş olması için en az bir elli sayfa daha lazımdı. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim bu kadar adam içinde benim favori karakterim kesinlikle Steeker. Adam bildiğin efsane. Nathan hakkındaki eleştirilere de katılmıyorum. Yani bu Nathan'ın ne kadar sert, ne kadar erkek olduğuyla ilgili değil. Bu dünyada senden başka hiç kimsesi kalmamış kızını zombilerle dolu bir dünyada yalnız bırakmamakla ilgili.

Jamie McGuire'nin böyle bir kitap yazabileceğini en çılgın rüyamda bile hayal edemezdim. Gerçekten ama gerçekten kelimenin tam anlamıyla yazar kendini aşmış. Eski kitaplarını okuyan ve de beğenmeyen birileri olmuş olabilir. İnanın ki o hikayeleri aklınıza bile getirmeyin. Bu kitap tamamen başka. Her sayfada dehşetten dehşete, duygudan duyguya sürüklendim. Herkese ama herkese bu kitabı canı gönülden tavsiye ediyorum. İkinci kitabın da bir an evvel çıkması için resmen dua ediyorum.

Herkese Keyifli Okumalar...



3 yorum:

  1. Jamie McGuire çok seviyorum. kitabı okumadım ama yorumdan sonra ilk iş alacağım sonra yalayıp yutacağım =)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba bir blog etkinliğinde sizi keşfettim ve izleyiciniz oldum sevgilerimle
    Cafe Tigris
    tigrisdriver.blogspot.com

    YanıtlaSil
  3. Kitabı gayet güzel yorumlamışsınız bence :)
    Daha önce de kitabı görmüştüm, konusu falan biliyordum ama sizin yorumunuzu okuyunca bayağı meraklandım. Kitapçıya ilk uğradığım zaman alacağım mutlaka :)
    Blogunuzu çok beğeniyorum, gayet güzel anlatıyorsunuz, insan merak ediyor :)
    Blogunuz için başarılar ve bol bol kitap okumanızı dilerim...
    http://farklidiyarlarayolculuk-kitaplar.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...