19 Temmuz 2015 Pazar

GÜNDÜZSEFASI - SARAH JIO


En sevdiğim yazarlardan biri olan Sarah Jio'nun sevilen kitaplarından Gündüzsefası'yla karşınızdayım. Sarah Jio'nun daha önce Mart Menekşeleri, Son Kamelya, Yağmur Sonrası ve Böğürtlen Kışı gibi kitaplarını yorumlamıştım. En sevdiğim kitap açık ara Yağmur Sonrası'ydı ve açıkçası Gündüzsefası'nı okuduktan sonra da bu hissim değişmedi.

Kitap her zaman ki Sarah tarzıyla ilerliyor. Bir adet geçmişte geçen karakter ve bir de günümüzde yaşayan karakter. Günümüzde yaşayan karakter Ada Santorini. Peşini bırakmayan ve yakasından düşmeyen acıları var. Kitap boyu bunları aşmaya ve bunlardan kaçmaya çalışıyor. Hikayenin modern kısmı Ada'yla ilgili olan kısmı bu şekilde.

1950'lerde yaşayan karakterimizse Penny adında tatlı bir kız. Güzellik dışında hiçbir şeye sahip olmayan Penny annesinin ve toplumun baskıları sonucu sevgisiz bir evlilik yapmıştır. Kocasına aşık olmadığı halde parası ve sosyal statüsü için onunla evlenmiştir ama aralarında sorunlar baş gösterdikçe evliliği adeta bir mahkumiyete dönüşmeye başlamıştır.

Bu noktada söylemem gerekiyor ki benim asıl sevdiğim, takip ettiğim ve okumak için sabırsızlandığım karakter açıkça Penny'di. Çok daha detaylandırılmış ve üzerine çalışılmış bir karakterdi. Adeta yazar tarafından kayırıldığını söylesek hiç de yanıltıcı olmaz. Ama iki kadının hikayesinin her zaman bir şekilde biribirne bağlanacağını bildiğim için atlamadan okudum.

Son bölümüne kadar kitap benim için inanılmaz derecede güzel ilerledi. Yazar sizi ters köşeden ters köşeye sürüklüyor ve son bölüme kadar bütün heyecanı koruyor. Bir sürü tahmininiz var ve bu tahminlerin altını dolduran milyonlarca haklı gerekçeniz. Herkes her şeyi yapmış olabilir ve bunun için kendine göre sonuna kadar haklı olur.

Kitabın sonu her zaman ki Sarah Jio tarzıyla noktalandı. Mutlu ama buruk bir son. Açıkçası beni hiç tatmin etmedi. Sonunu çok daha farklı bağlayabilir ve karakterleri okuyucunun gözünde bitirmeden de kitabı noktalayabilirdi. Özellikle Collin'in başına gelen olay inanılmaz gereksiz olmuştu bana göre. Çok anlamlı bir hikaye veya sağlam bir mesaj içeren bir metin değildi. Yine de belirtmem gerekir ki yazar sağ gösterip sol vurmakta gerçekten başarılı. Herkesten şüphelenip sonunda şoke olarak kitabı kapatıyorsunuz.

Spoiler vermek istemediğim için yazıyı burada noktalıyorum. Kitabı tavsiye ediyor musun derseniz evet Sarah Jio okuyucularının okuması gereken bir kitap ama son bölümde hayal kırıklıklarına hazırlanın derim. En azından toplumumuzun -ve benim- bakış açısından oldukça bencilce bir seçimler silsilesi var ortamda.

Herkese Keyifli Okumalar...


3 yorum:

  1. Gezinirken gördüm bloğunu hemen takip listeme ekledim:-) beni takip edersen çok sevinirim:-)
    Http://fatmadenizz.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Merhaba sizinle tanışmak istiyorum acaba uluşabileceğim bir hesabınız var mı

    YanıtlaSil
  3. Aynen bende de bu duyguları uyandırmıştı. Ahh Penny diye diye sürekli onun anlatıldığı bölümü okumak için acele edip kısa sürede bitirdiğim bir kitap olmuştu benim de. Sarah Jio'nun sadece Yağmur Sonrası ve son çıkan kitabını okumadım. İlk okuduğum kitabı Böğürtlen Kışı'ıydı. Onun bende bıraktığı izi hiç birisinde bulamadım. Çocuğun kayboluşu annenin onu eve bırakıp işe gidişini duygu yoğunluğu ile okuduğumdan da olabilir. Güzel okunası bir kitaptı.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...