23 Aralık 2015 Çarşamba

RUHUMDAKİ CANAVAR - J. M. DARHOWER


Ruhumdaki Canavar'ı az  evvel bitirdim ve bu yorumu, düzeltiyorum; bu övgü yazısını gecenin bir yarısı yazmak istedim. Daha önce Gözlerindeki Canavar'ı okumuş ve tek kelimeleyle hayran kalmış, en sevdiğim hikaye ve en sevdiğim karakter olarak ilan etmiştim ama bu kitap bildiğimiz ve okuduğumuz her şeyin üstünde.

Nasıl anlatmak lazım inanın bilemiliyorum. Herhalde ilk söylemem gereken şey gidip kitabı almanız. Alın, hediye edin, okuyun ve okutturun çünkü bu gelmiş geçmiş en orjinal hikaye. Bu sefer kitap Ignazio Vitale'in bakış açısından anlatılıyor ve inanın her satırı okunmaya değer. Kitaplardan alıntılar seçilir, hazırlanır, tanıtılır. Size bütün samimiyetimle söylüyorum kitabın ilk cümlesinden son cümlesine kadar tamamı bütün bir alıntı gibi.

Vitale'in bakış açısından anlatılan bir roman denildiğinde ben Karissa'nın anlattığı hikayeyi bir de Vitale'in gözünden okuyacağız dye düşünmüştüm. Eh, birinci kitabın sonu da bayağı bir muğlakta kaldığı için keşke bunun yerine olayların nasıl ilerleyeceğini göreceğimiz bir kitap yazılsa demiştim. Hatta bu motivasyon kaybı yüzünden kitabı iki haftadır falan okumadan elimde tutuyordum. Şu an bu kararımdan nasıl pişman olduğumu anlatabilecek çok fazla kelime yok. Zira Ruhumdaki Canavar hikayeyi tam da istediğim gibi birinci kitabın kaldığı yerden alıp nihayete erdiriyor. Kitapla ilgili tek sıkıntım bir daha Vitale gibi bir karakter okuyamaycak oluşumuz.

Kitabın konusundan bahsetmemiz gerekirse konu başlı başına Vitale. Karissa'nın sürekli bahsettiği o meşhur canavarı kendi gözlerimizle görüyoruz. İnanın kitabın bir çok yerinde dehşete düştüm. Karissa'nın yerinde olsam bu adamdan kurtulmak için ya kendimi ya da onu öldüreceğime emin oldum. İkimizi birden öldürmek de iyi bir fikir gibi göründü. Fakat kitabın daha çok yerinde Vitale'e aşık oldum, hayran oldum, ne yaparsa yapsın affedeceğimi, ne olursa olsun yanında duracağımı düşünmeden edemedim. Kitap inanılmaz gitgeller içinde tam bir duygu fırtınası olarak ilerledi.

Bu kitaba ve karaktere olan en büyük hayranlığım gerçekçiliği. 10 yıldır aşk romanları okuyorum. Bu romanlardaki erkek karakterlerin neredeyse tamamı kendini kötü, iflah olmaz, tehlikeli sanan süt kuzularından ibaret. Üstelik eklemeden geçemeyeceğim ki bu karakterlerin istisnasız tamamı sonunda yola gelir ve birer erdem timsali kesilir. Klişe, sıkıcı ve bayağı değil mi? Başka bir şeyler okumak ister miydiniz? İşte Vitale bütün arzularınızın yanıtı ve bütün dualarınızın cevabı. En vahşi güdülerinizi uyandıracak gerçek bir kurgu harikası.

Bu kitapta Vitale'in geçmişinin ayrıntılarını, ailesiyle olan ilişkilerini ve en çok da kendisiyle olan ilişkisini görüyoruz. Karissa'ya aşık değil, onu seviyor değil. Yaşamak için, devam etmek için umutsuzca onun varlığına muhtaç. Öyle büyük bir ihtiyaç ki neye rağmen olursa olsun ondan vazgeçebilmesi mümkün değil. Bu çaresiz tutkuyu ve aşkı öyle derinden hissediyorsunuz ki bu adamın aynı zamanda cani, psikopat ve sosyopat olması sizi resmen şoke ediyor. Böyle bir caninin böylesi sevebilmesi en hafif ifadeyle bile acıklı bir tezat.

Ignazio Vitale gerçek bir şeytan, o saklanma gereği hissetmeyen bir canavar, gözlerine bakmaya cüret edemeyeceğiniz bir iblis ve bunun için doğaüstü güçlere ihtiyacı yok. Ruhundaki dipsiz karanlık, 20 yıldır çektiği tarifsiz acı bir zamanlar olduğu mutlu, genç ve merhametli adamı sonsuza dek öldürdü. Vitale'i hayata bağlayan tek şey Karissa, insanlığıyla kurabildiği son bağ o. 

Onun bütün ızdırabını, kendinden nefret edişini, kendinden Karissa'ya kaçışını okumak kalbinizi sızlatıyor. Ona acıyor, onun için üzülüyor, ona tapıyor, ondan korkuyor, çok seviyor ve daha da çok nefret ediyorsunuz. Farklı davranmak kimsenin elinden gelmez, Karissa'da sürekli aynı hisler içinde bocalayıp duruyor ama istese de istemese de her seferinde Vitale'i seçiyor. Çünkü ne olursa olsun, ne yapmış olursa olsun Vitale onu bütün dünyadan ve ruhundaki canavardan korumaya kararlı.

Erotik sahneler kitapta bolca bulunuyordu ve tasvir, betimleme açılarından kusursuzdu. İnsanı baymıyor bilakis hikayenin içinde gayet dopal duruyordu. Erotik roman sınıfına yakın bir yerlerde sayılabilir ama ben bu kitap için psikolojik drama demek istiyorum. Böyle bir tür yoksa bile şu an yaratılmalı böyle bir karakter için. Özellikle İtalya gezileri insanın aklını alacak kadar güzel, büyüleyici ve romantikti. Her insanın ölmeden evvel yaşamak isteyeceği bir şeydi. Aralarındaki hastalıklı aşkın en güzel haliydi belkide.

Hikayenin sonu olabilecek en iyi şekilde bitti ama Vitale'in kim olduğu asla değişmedi. Sevabıyla günahıyla Ignazio ya aşık olacağınız ya da tiksineceğiniz bir karakter. Kendinizi buna hazırlayın çünkü o her şey iuçlarda yaşayan bir karakter. Sınırsız nefreti ve öfkesi bütün dünyaya aitken kontrolsüz aşkı ve hastalıklı tutkusu sadece Karissa'ya ait. Ne yazsam eksik kalacak bu yüzden herkese ama herkese tavsiye ediyorum, pişman olamayacaksınız.

Not: Ayrıca yabancı yayınları, çok çılgın bir yayınevisiniz. Basım olsun, ayraç olsun harikaydı. Deri eldivenli ellere bakıp bakıp ürperiyorum. 

Herkese Keyifli Okumalar...

4 yorum:

  1. Kitabı alıp almamak konusunda kararsız kalmıştım. Ama yorumunu okuduktan sonra kararın kesinleşti. Hemen kapıyorum bu seriden :)

    YanıtlaSil
  2. Benim hiç okumadığım bir tarz, yorumu okuyunca alsam mı diye düşünmeye başladım:)

    YanıtlaSil
  3. Sizi takipteyim.

    Edebiyat blogları ile karşılaşınca mutlu olmanın yanında elbette izleyici de olmadan edemiyorum.

    Öykü, anı, deneme, gezi yazıları ile yalnızca kendi çektiğim fotoğraflardan oluşan blogum www.acemidemirci.blogspot.com adresine ben de beklerim.

    Öykülerin kesişmesi :)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba öncellikle kitap yorumunun noktasından virgülüne kadar herşeyine katılıyorum. Ben de hep aşk romanları okurum ama bu bu sanki başka bir evrenden gelme bir kitap. İlk olarak Naz'ı Grey'le karşılaştırmıştım sonra dedim ki kendime Grey'i unıt o acımasız soğuk despot adam bile yola geldi Naz insanüstü bir şey demiştim. Kurgu olsun Naz'ın Karissa'ya duyduğu aşk olsun gerçekten efsaneydi bence.Yazarın 3.kitabı çıkarmamaso o kadar üzücü ki. Şahsen ben Ignazio'ya aşık oldum

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...