11 Aralık 2015 Cuma

SÜRÜ - FRANK SCHATZING


Muhteşem güzel bir kitabı şimdi bitirdim ve taze taze hemen yorumunu yazıyorum. Çünkü cidden okuma sürem yaklaşık bir ay kadar sürdü. Yorumlamak için sabırsızlandığım bir kitap olması sebebiyle sabahı bekleyemeyeceğim.  Normalde en baba kitabı bile üç ila beş gün arası bitiren ben bu noktada biraz kastırdım yani. Ciddiyim şaka yapmıyorum acayip zor okudum hatta bazen kendimi zorladım diyebilirim. Kitap 783 sayfa ve son derece küçük puntolarla yazılmış. Bence iki kitap halinde basılabilirdi ve çok daha ergonomik olurdu.

The Times'ın da belirttiği gibi dev bütçeli bir film gibi gerçekten ama bazen bir o kadar sıkıcı denilebilir. Gece yarılarına kadar elimden bırakamadığım zamanlar oldu. Rüyalarıma girdiği de vakidir arkadaşlar.  Bazen de of Allahım ne zaman bitecek sanırım bitiremeyeceğim dediğim sayfalar da vardı. Yazarın hakkını teslim etmeliyiz çok emek verilmiş ve çok uğraşılmış bir eser. Hele hele araştırma safhasını vs. düşünmek bile istemiyorum. Acayip bilimsel bir dil kullanmış ve kitabın arkasında bir sözlük düzenlenmiş.  Ancak o kadar çok terminoloji kullanmış ki bir süre sonra okur arkaya bakmayı bırakıyor. En azından ben bıraktım yani.

Şunu peşinen belirtmeliyim ki bakış açınızı değiştiriyor. Hadi düşündüm de hadi biraz yumuşatalım tanımı. Bakış açınızı sorgulamanıza sebep oluyor diyelim. Denizlere ve içinde yaşayan canlılara daha farklı bir göz ile bakıyorsunuz. İnsanlığın neye  ne kadar hakkı var? Çevreye verdiğimiz zarar ne boyutta? Daha farklı bir davranış sergileseydik keşke gibi bir takım düşünceler kafanızda dönmeye başlıyor. Özellikle kitabın başlarında petrol endüstrisini de çok ciddi sorguluyorsunuz.

Kitabın içeriğine çok fazla girmeyeceğim. Sebebi de kitap okumayı seven herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okuma alışkanlığı olmayan bireylerin zaten başlamasını bile tavsiye etmem çünkü bitirmeleri mümkün değildir kanımca. Net yani.

Dünya denizlerden gelen büyük bir tehdit altındadır. Deniz tabanını değişik bir türde solucanlar basmıştır. Denizde yaşayan hayvanlar da çıldırmış vaziyettedir. Gemilere saldıran balinalar var mesela. Yanlış anlamayın bu hayvanlar son derece bilinçli bir şekilde diğerleri ile birlikte hareket ederek ve  belirli bir strateji uygulayarak hatta abartmıyorum en önemlisi geminin teknik özelliklerini bilerek direk batırmaya yönelik saldırılar gerçekleştiriyorlar. Yengeçler kıyıları istila ediyorlar. Üstelik vücutlarında toksik bir zehir karaya çıktıkları anda patlayarak algler aracılığı ile büyük bir salgın yaratarak insanılığı yok etmeye yönelik son derece akılcı ileri bir zeka sergileyerek yapılan saldırılar bunlar.

Olay Peru'da başlar ve Kanada açıklarında devam eder. Kimse olayların farkında değildir önceleri. Sonra ilk olarak Dr. Johanson'a bir şekilde solucan örneklerinin gelmesi ile başlar. İlk darbeyi Kuzey Denizi kıyıları alacaktır. Sonrasında ne mi olur? Tabi ki bilim adamları devreye girer. Benim favoim Sigur Johanson. Tabi çok fazla karakter var gerçekten. Dikkatinizi vererek okumanız gerekmekte. Belki bir başka okurun ki Dr. Anawak olabilir ya da Dr .Crow  veya bir başkası.

Sonra tabi ki olay Kuzey Denizi ile sınırlı kalmaz ve okyanuslar karışır. Tabi ki Amerika işin içine girer. Birleşmiş Milletler falan toplanır tüm dünya karışmış kimse ne yapacağını bilemez haldedir. Pek tabi ki süper güç olarak Amerika liderliğe soyunmuştur. Şunu açıkça belirtiyorum ki Alman yazar tüm felaket filmlerinde lider olan ve dünyayı kurtaran  Amerika'ya ve başkana fena kıl oluyormuş. Acayip giydirmiş diyebiliriz. Hatta üşenmemiş o filmlerden bahsettirmiş karakterlere yahu.

Büyük bir teknoloji harikası gemi tahsis edilir. İçine yedi düvelden bilim adamı yerleştirilir. Her türlü son teknoloji harikası laboratuvarlar hizmetlerine sunulur. Çözüm üretmeleri beklenir. Herkes canla başla çalışmaktadır. Bu olaylara neden olan varlıkları araştırarak onların ne olduklarını anlamak ve onlarla iletişim kurabilmek için çok ciddi çaba sarfetmektedir.  Ancak işin içinde başka iş vardır. Ekip içinde ekip belki de. Olanlardan Amerikan Başkanı'nın kısmen haberi var, kısmen yok  havası yaratılmış. Tüm sorumluluğu Çin asıllı Amerikan generali Judith Li'ye yüklemiştir yazar. Sonunda dünyanın başına ne gelir? Okuyanlar öğrencekler diyelim.

Daha fazla girmeyeceğim çok bile yazdım. Okuması son derece zor ancak güzel okunması gereken bir kitap olarak tanımlayacağım. Anlatım güzel sahneler cidden gözünüzde canlanıyor. İtiraf ediyorum özellikle tsunami bölümlerinde dehşeti kanımda hissettim yahu. Okuma alışkanlığı olan herkese tavsiye edilir.

Herkese Keyifli Okumalar...

4 yorum:

  1. Kitabı öyle bir anlatmışsın ki merak ettim ancak sıkılırmıyım diye düşünmüyorum da değil. Çok kararsız kaldım su anda :-)

    YanıtlaSil
  2. sürüyü önceden almıştım, bir süredir başlamak istiyordum vakit bulamıyordum. yeni yıl gelmeden hiç değilse kapağını aralamayı diliyorum. bilim-kurgu dalındaki film, dizi, kitap üçlemelerine oldum olası sevmişimdir. o nedenle ilgiyle okuduğum bir yazı oldu, teşekkürler kitap kurdu. ^^

    YanıtlaSil
  3. Bilim Kurgu'ya pek sıcak yaklaşmasam da yorumundan sonra Sürü'yü almayı düşünüyorum. Bu güzel yorum için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Bugün kitabı aldım. Hem kitap büyük hem de yazılar küçük. Elimdeki kitabı bitirdikten sonra ilk okuyacağım kitap :) Yorumun için teşekkürler.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...