4 Mart 2017 Cumartesi

İKİNCİ ŞANS - ROBYN SCHNEIDER


Biliyorsunuz yeni trendimiz, genç jenerasyonun  hastalık ve ölüm ile imtihanı konusu acayip popülerken tam zamanında çıkmış bir kitap denilebilir. Pegasus yayınlarından çıkan kitap ile ilgili pek ciddi bir tanıtım çalışmasına da rastlamadım açıkçası. Kapak tasarımı ilgimi çektiğinden okumaya karar verdim. 

Bilim kurgu sayılabilecek bir tarzı var. Aslında geçmiş bir dönem gerçekten ortalığı kasıp kavuran "Tüberküloz" yani verem hastalığının evrim geçirmesi ve aşırı tehlikeli, bir o kadar bulaşıcı olan bir  versiyonunun milletin başına musallat olması konusu işlenmiş. Yazar zaten kitabın sonunda sıkı salladığını kendisi de itiraf ettiğinden eleştirmeyeceğim. Ancak madem salladın be kadın biraz sıkı sallasaydın, daha yaratıcı olsaydın demekten de kendimi alamıyorum. 

Kitap iki kişinin ağzından anlatılıyor efendim. Bir bölüm Lane, bir bölüm Sadie şeklinde geçiyor. Lane 17 yaşında ileri seviye ders alan, parlak bir lise öğrencisi. Anne ve babası  da öğretmen. Lane birden hastalanıyor ve  Lathem Yurdu'na yerleştirilmesi ile kitap başlıyor. Lathem Yurdu aslında bir sanatoryum şeklinde bir kuruluş. Tamamen bu hastalıktan muzdarip olan kişileri (aslında hastaların hepsi lise çağındaki çocuklardı) toplumdan tecrit etmek ve aynı zamanda tedavi etmeye çalışan bir kurum. Çok ciddi bir disiplin anlayışları var ve bunların dışına çıkılmasından hoşlanmıyorlar. Tıbbi ekibin başında bir doktor var ve kitabın sonuna kadar tüm çocukların tedavisinden kendisi sorumlu oldu. Bu da enteresandı bence.

Öğretmenler var ama ders işlenmiyor ve ödev verilmiyor. Herkes A alıyor ve bu konuda kimsenin çaba sarf etmesine gerek bile yok. Mantık olarak hayatta kalmaları ders notlarından çok daha önemli.  Herkesin kolunda tıbbi takip için bir bileklik var. Tüm veriler nabız, ateş, tansiyon gibi yaşamsal değerler her an kaydediliyor ve gelişmiş bir bilgisayar ağına gönderiliyor. Bir çeşit tedavinin bulunmasına bu bilgilerin yardımcı olacağı söyleniyor. Aynı zamanda çocuklardan birine acil müdahale gerekirse de bu bilekliklerden yararlanıyorlar. 

Sadie onyedi aydır bu yurtta kalmaktadır. Lane geldiğinde  birkaç sene önce yaz kampından tanışmış olduklarını hatırlar ve tatsız bazı hatıralar canlanır. İntikam duygusu ile Lane'e kötü davranan Sadie Lane ile konuştukça bazı gerçekleri öğrenir ve Lane'nin aslında suçsuz olduğunu anlar. Ona geçmişten gelen, intikam alınması gereken bir  hayalet gibi değil de,  insan gibi davranmaya başlar. Davranışları önce dostça daha sonra sevgi dolu hale gelir. Aralarında güzel bir arkadaşlık ve dostluk başlar. Tabi normal hayatlarından sonra orayı tolore edebilmek çok zordur. Hele de arada  birçok arkadaşlarının cesetlerinin çıkarılmasını izlemek, bir gün bunun kendi başına da geleceğini bilerek yaşamaya çalışmak hiç de kolay değildir. 

Lathem yurdunda geçirmek zorunda oldukları zamanı, arkadaşlıkları  daha güzel hale getirir. Yaşamın, yaşamanın değerine dikkat çeken bir kitap. Sıradan hayatlarımızdan sıkıldığımızda (sıkıldığımızı düşündüğümüzde) okumamız gereken türlerden. Lane'nin basit sıradan lise hayatını nasıl aradığını, ders çalışmanın nasıl bir mutluluk olduğunu, öğretmenin ödev vermesinin nasıl  güzel bir şey olduğunu Lathem Yurdun'da anlar. Sırf ders çalıştığı için doktorundan azar işitmiştir. Evet ciddi ciddi azarlamıştır doktoru.  Sıradan hayatlarımız güzeldir arkadaşlar, bilakis sıradanlıktan çıktığınızda bir sorun var demektir. Kim monoton ben mi?

Fransa'da uygulanan bir tür tedavi olduğu söylenmektedir. Ancak bu tedavi %25 iyileştirirken, %25 oranında da öldürücüdür. Bir  çok ümitsiz olan hastaya deneysel anlamda uygulanan tedavi birçok ölüme neden olurken birkaç iyileşme de gözlenmiştir. Bu tedavi şeklinin konuşulması bile Lathem Yurdu'nda hoş karşılanmamaktadır. 

Ancak günün birinde gerçekten bir tedavi edici bir maddenin bulunduğuna dair söylentiler çıkar. Bunu bizzat yurdun doktoru kendisi açıklar. Ancak onaylanan bu maddenin ilaç haline getirilerek kullanılması için en az altı hafta zamana ihtiyaç vardır. Herkesin bu kadar zamanı var mıdır? Daha da önemlisi Lane ve Sadie'nin o kadar zamanı kalmış mıdır? Bu soruların yanıtlarını vermeyeceğim.

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki ilginç bir kitap. Tamamen uydurma olduğunu bilerek okuduğunuz halde merak uyandırıyor. En azından türünün sevenleri için tavsiye edilebilir. Ancak öyle çok çok muhteşem falan değil. Neticede vasat diyebilirim. Ama sonuna kadar okudum mu? Okudum..

 Herkese Keyifli Okumalar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...