7 Ekim 2018 Pazar

ROANOKE KIZLARI - AMY ENGEL


Bugün sizlere yeni okumayı bitirdiğim bir kitaptan söz etmek istiyorum. Öncelikle kesinlikle +18 olarak yayımlanması icap eden bir içeriğe sahip olduğunu söyleyeceğim. Sakın yanlış anlaşılmasın içerik olarak öyle açık saçık veya pornografi içeren paragraflar olduğundan değil. Benim yetişkin ruhumu bile okurken yaraladığı için. Evet yanlış okumadınız gerçekten konuyu son derece rahatsız edici buldum. Daha da kötüsü yazarın konuyu işleyiş şekli. Tek bir satır bile edepsizlik etmeden bu konuyu okura bu derece rahatsız edecek düzeyde geçirmek bence büyük bir başarıdır.  Bu kitabı sanıyorum psikolojik gerilim türü olarak niteleyebiliriz, rahatsız edici içerikte zirveye oynar ama yine de bir Çatı serisi değil tabii. 

Kitabımızın baş kahramanı Lane 15 yaşındayken annesinin intihar etmesi sonucu öksüz kalır. Babasının kimliği zaten bilinmemektedir. Annesi zaten her zaman aşırı derecede mutsuz, psikolojik sorunları olan bir kadındır. Lane hemen hemen hiç sevgi görmeden büyümüştür. Bunun nedenini hiç bir zaman anlayamamıştır. Annesi geldiği yerden yani Roanoke'den söz etmekten nefret eder. Oradaki kötülüğün hiçbir yerde olmadığı konusunda Lane'i her zaman uyarır. Tabi ki Lane bu uyarıların hiçbirini tam olarak anlamamaktadır. İşte şimdi annesi ölmüştür ve Rooanoke'ye gitme zamanı gelmiştir. Büyükanne ve büyükbabası onu sevinçle karşılamış ve evlerine kabul etmişlerdir.

Ailenin çalışan emektarı Charlie Lane'i  otobüs terminalinden alıp eve getirdiğinde kuzeni Allegra onu sevinç ve neşe içinde karşılamıştı. Allegra kendi yaşıtı bir arkadaşı olduğu için çok mutluydu ve bu mutluluğu Lane ile paylaşıyordu. Kocaman güzel bir ev, içi hayvanlarla dolu kocaman bir çiftlik ve sadece kızların her türlü ihtiyacını karşılamak için masa üzerinde bırakılan büyükbabanın kredi kartları...

Aile son derece varlıklıydı ve hiç para sorunları yoktu. İstediği her şeyi alabilmekte özgürlerdi. İstedikleri zaman kasabaya iniyorlar eğleniyorlardı. Hatta onlarla ilgilenen erkek arkadaşları bile vardı. Cooper Sulleven ile Lane arasında müthiş bir çekim vardı. Allegra ve Tommy arasında olduğu gibi... Ne var ki böyle gerçek olamayacak kadar mükemmel değildir hayat, bir süre sonra Lane bu mükemmel yaşamı ardında bırakarak arkasına bakmadan kaçacaktır. 

Efendim kitabımızı iki zamanlı olarak ilerletmiş yazarımız. Yani bir geçmişe yani 15 yaşında öksüz kalarak Rounake'ye gelen Lane'in yaşadıklarını okuyoruz. Diğeri günümüz yani eşinden yeni boşanmış genç bir kadının gözünden yaşananları aktarmış bize. Neyse efendim Lane'in kuzeni Allgera kaybolmuştur. Günler geçmiş, polis her yerde aramış ancak bulamamıştır. Büyükbabası bir gece yarısı Lane'i arayarak mutlaka Raonake'ye geri gelmesi gerektiğini söyler. Allegra'ya karşı sorumluluk duyan Lane sırf onun hatırı için o eve geri dönecektir. Ama Lane'de çok iyi bilir ki Rounake kızlarının en büyük özelliği ya genç yaşta intihar etmeleri ya da kaçarak ortadan kaybolmalarıdır.

Bir aile düşünün ki çok eski bir geçmişleri var bulundukları yerde. O bölgenin önde gelen ailelerinden ve oldukça zenginler. Kızlarının hiç biri uzun ve mutlu yaşamamış. Kimse tam olarak sorgulamıyor ve kimse hiçbir şekilde bulaşmıyor. Aile içinde yaşananlar aile içinde kalıyor ki bence en büyük sorun da zaten bu.

Biraz durağan bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Hikaye aslına bakarsanız hiç de olacak bir iş gibi görünmüyor. Gerçekçilik kavramından uzak kalmış bana göre. Tek bildiğim güçlü bir kalem olduğu ve tüylerimi bazı satırlarda diken diken ettiğidir. Tavsiye ediyorum  diyemem çünkü özellikle genç zihinleri  gereksiz düşüncelere sevk edebilecek bir konu. Psikolojik gerilim severim diyen yetişkinler için ise zaman geçirtebilir. 

Herkese Keyifli Okumalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...