29 Nisan 2019 Pazartesi

TÜRK DİZİSİ KLİŞELERİ #2

Uzun süren gözlemlere dayanmayan ve aslında çok düşünülmeden kaleme alınmış bu yazı tamamen geyik ve eğlence amaçlıdır. Beni mutlu etmesinin kişisel sebepleri var ama sonuna kadar okunduğunda bu yazının hangi orjinal beyinlerce ve hangi muhteşem şartlar altında yazıldığını bilmeyen sizler bile bu siteden daha mutlu ayrılacaksınız. 
Yani keyifli okumalar... 

1) FAKİR DÜŞKÜNÜ ZENGİN PLAYBOY 


Özellikle bu yaz günlerinde karşımıza en çok çıkan klişe türü. Biz normal ölümlüler, memur maaşıyla aşk meşk işlerine bu kadar tedirgin yaklaşırken Herkül kadar yakışıklı, Bill Gates kadar zengin adamlar şıp diye kenar mahalle kızlarına aşık oluveriyor. Aşık olmakla kalsa yine iyi bir de evlenmek istiyor, yanıp tutuşuyor mübarek. Bizim beyaz yakalı Nurettin nafaka vermemek amacıyla Cambridge Dükü gibi bir elitlikle beraber yaşamak isterken yakışıklı ve kaslı dizi zenginimiz mal paylaşımı yapacak saf ve temiz varoş mahalle kızı derdinde. 


2) İYİLİKTEN BEYİN HÜCRELERİ ÖLMÜŞ ESAS KIZ


Arkadaşlar bakın tertemiz bir netlikte ifade edeceğim, iyilik salaklık değildir. Süzme peynir gibi ortada dolaşmak temiz kalp göstergesi değildir. Zengin erkeklerden asla hoşlanmayan ama spor arabalardan inip villalarda seks eylemeden uyuyakalan bu masum varlıklar fettan kadınlardan her daim bir adım öndedir. Erotizmin varlığına mesafesi sebebiyle aynı anda kardeş ya da kuzen olan iki ila üç erkeği birbirine düşürmesi esas kızımızın kaşarlığına işaret olamaz. 


3) ACILI MÜZİK EŞLİĞİNDE UZUNLU BAKIŞMA 


Esas kız başka erkekle aynı oksijeni solurken görülür, esas oğlanımızın yaşadığı derin acıyı anlatmak için sahneye beş dakikalık acılı bir müzik girer. O vakitten sonra izlediğiniz şey bir dizi değil kasvetli bir şarkının uzun metrajlı klibidir. Biraz esas oğlanın çatık kaşlarına zoom yapar kamera biraz da esas kızın utangaç, mahçup bakışlarına. Tekrarlayan bu süreç reklamlarla birlikte sonsuzluğu kadar uzanabilir, bölüm sonu için özellikle ideal bir sahnedir. 


4) LİSELİM


Lise dizilerinin olmazsa olmazı geniş omuzlu, sakallı, minimum 30 yaşında erkeklerin ve silikon göğüslü, dolgu dudaklı, boyalı saçlarla ve ağır makyajlarla arz-ı endam eden 30 yaşında kadınlardır. Bir tane lise dizisi görmedim ki oyuncu kadrosunu genç ve dinamik kişilerden seçsin. Öğrenciler liseli olmak için o kadar büyük ki birbirlerine değil de öğretmenlere yürüseler kimse yadırgamayacak. Ne koysalar izliyoruz diye mi bu kadar özensizler yoksa hakikaten beceremedikleri için mi sektör bu kadar kötü ona da siz yorum getirin. 


5) KORKUNÇLU KAYNANATÖR


Zenginli dizilerimiz herkesin malumu. Tabii bu zenginlerin bir adet aşırı bakımlı ve sosyetik anası illa bulunuyor. Oğlunu haklı olarak kenar mahalle dilberlerine yedirmek istemeyen bu cefakar ana türlü çeşit kötülükte pes etmeden çığır açıyor. Bu türün en favori kötülüğü genellikle kendisi kadar kokoş ve sosyetik bir arkadaşının kötü ruhlu ve kenafir gözlü kızını oğluna itelemek yönünde oluyor. 1960'dan beri bir arpa boyu yol gidememişiz gibi ima etmek istemem ama hala ara sıra fakir esas kıza çek yazan modelleri de mevcut. Genelde böyle bir durumda zengin baba ise inanılmaz iyi oluyor. İnsan öyle bir adamın nasıl bu kaynanayla evlendiğine resmen hayret ediyor. Bir de asla boşanmamaya kan yemini etmiş gibi ısrarla bunalmaya devam ediyor. Yakında kalp krizi geçirecek.


6) KANKASININ AŞK HAYATINA TAKMIŞ YANCI


Bu kızı hepiniz bildiniz. Evet hani muhakkak esas kızdan daha çirkin olan, evet asla esas kızımızı kıskanmak gibi insani hisler beslemeyen, kendini tamamen arkadaşının zengin erkeği sağlıklı biçimde kafeslemesine adamış insan modeli. Bu genelde esas kızın artıklarını toplar misalen esas kızın esas zenginden önce inceden yakınlaştığı ama sonradan biz yalnızca arkadaşız dediği ezik var ya? İşte bu kız dert ortaklığının ve bitmek bilmeyen gazlamalarının ödülünü final bölümüne doğru bu eziği kaparak alır. Aslında okuduğunuz kadar kötü bir durum değil, o ezik de zengin ve yakışıklı öyle olmasa daha başından bizim ultra namuslu ve tok gözlü hanım kızımız kendisine meyletmezdi. 


6) MAFYATİK DİZİLERİN BİLGE YAŞLISI 


Gözünüzün önüne gelen Ramiz Karaeski'yi bir silin bakalım bütün türk dizileri bir yana Ezel bir yana, herkes Eyşan'ı ister canlarım Ezel'i tiye alacak kadar çıldırmadım. Ve fakat gerek mafyatik gerek dramatik dizilerde böyle bir oluşum gözlenmekte. Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisini bildiniz mi? Evet sanırım bir çoğunuz bildi hatırlayanlarınız olacaktır orada da felsefi balıkçı abimiz vardı mesela bu bilge yaşlı kontenjanında. Eğer felsefik değilse sufi olur ve ney çalarlar. Muhtemelen salaş bir kitapçı veya marangoz gibi bir yer işletirler. Bu kadar veresiye vererek iş yapabiliyor olmaları insana mal sahibi olduklarını düşündürüyor. Ezel'de ne diziymiş mübarek koskoca İdris Koçovalı bile "Herkes öldürür sevdiğini..." diye geziyordu en son. İzlemediyseniz izleyin güzel bir boş vakit katili Ezel. En azından neredeyse diğer tamamı gibi The Godfather çakması değil sadece Monte Kristo Kontu çakması... Öhöm neyse, sustum. 


7) O ÇOK KÖTÜ BU ÇOK İYİ



Bizim dizilerin bir diğer sorunu bütün karakterlerin ya tamamen siyah ya da tamamen beyaz olması. Kötü adamlar, kadınlar hatta çocuklar bile var ama hepsi nedensizce kötü. Sanki hiç bir kedinin başını okşamamış gibi kötüler, "Bugün allah için ne kötülük yapsak?" motivasyonuyla yaşarmışçasına kötüler! İçlerinde en ufak bir ikilem yok, vicdan azabı ya da empati nedir haberdar  bile değiller herkes çok temiz sosyopat. Dikkat ederseniz bu kolaycılığıa kaçmayan diziler efsane karakterler ortaya çıkarıyor. İyilere girmiyorum bile, iyiler dümdüz gerizekalı zaten. Edilgen ve sünepe bir varlık olarak silik yaşamına çaresizce katlanmak iyilik falan değil sanki korkaklık gibi? Ne dersiniz?


8) ŞİRKETLERİN KENDİ KENDİLERİNİ YÖNETMESİ


Bu bol zenginli dizilerin zengin karakterlerinin ağzında sürekli bir holding, ofis, şirket, yönetim kurulu bıdı bıdı bir laflar dolaşır ama asla hiç kimse çalışmaz. Çalışma aktivitelerinin tamamı toplantılardan ibaret ve işin kötüsü o toplantılar ottan b.ktan sebeplerle sürekli kısa kesilir, yarına ertelenir, yarım bırakılır zaten bugünlük bu kadar yeter... Çok fazla şirketmiş iş güçmüş sahibi olan insan tanımıyorum ama tanıdıklarım herkesten daha çok çalışıyor, kendini parçalayarak çalışıyor arkadaşlar, o işler öyle olmuyor tam.


9) TÖRELİ ACILI VE SONRADAN MODERN AĞA


Mardin olur, Nevşehir olur hatta bilirsiniz mevzu ağaysa oyuncumuz genellikle Özcan Deniz olur. Bu ağa asla kendine ve ailesine uygun bir kızla evlenip efendi gibi mutlu mesut yaşamaz. İlla özgürlük tripleriyle kendisini yedi sülalesine pardon yani aşiretine rezil edecek bir rahatsız bulur, onunla evlenir. Hatta kızı tavlayana kadar kendini fularlı, naif, entel, dantel, boş vakitlerinde yavru fokların yaşam alanının daralmasına üzülen bir adam gibi pazarlayıp nikahı bastıktan sonra tesbihli, silahlı, küresel ısınmaya inanmıyorum diyen bir kekoya dönüşür. İstanbul'da takım elbisenle şarabını yudumluyorsun güneydoğu bölgesi sınırlarından girerken üstünde yavaşça bir şalvar belirdi. Ayıptır ben resmen kınıyorum şu an. Alnında ya da yanağında dövme olan anan da kınayacak. Burnunda hızma da vardı di mi?


10) İYİLER FAKİRDİR KÖTÜLER ZENGİNDİR


Bir karakter eğer kıtkanaat çalışarak geçiniyorsa o karakter direkt dünya iyisidir. Sanki fakirlik çeken ve içip içip karısına çocuğuna saran onlarca psikopat yokmuş gibi sırf ekonomik durumunun kötü olması sebebiyle fakir karakter, illa mükemmel bir karakterdir. Oysa zengin öyle mi? Zenginler fiskileri ve robdöşambrlarıyla kötü kötü kahkahalar atarak kötüdürler. Çalışanları aşağılar, kızı yaşında kadınlara yavşar, herkese nefes almadan kötülük yapmak amacıyla yaşarlar. Sebepleri nedir? Zenginler, evet çok mantıklıymış. Aslında son dönemde fakir kötüler de türedi. Kesinlikle esas kızın çevresinde işsiz, ipsiz, sapsız ve sürekli birilerine kafa atan bir tip bulunuyor.




3 yorum:

  1. Romantik komedi dışındakileri izlemiyorum. Ruhuma öküz oturuyor.

    YanıtlaSil
  2. Çok eğlenerek okudum. O kadar nokta atışları olmuş ki... 😂😂 Ellerine sağlık 😁

    YanıtlaSil
  3. çok güzel olmuş, okurken çok keyif aldım. hatta "aa evet ya!" diyerek okudum :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...