21 Mayıs 2019 Salı

GENÇ BİR DOKTORUN ANILARI - MİHAİL BULGAKOV

Bugün size bahsedeceğim kitap modern klasikler diye bahsedilen türün, nadide örneklerinden biri. Aslında Mihail Bulgakov yeni tanıştığım bir yazar ve bunu söylemekten pek de gurur duymuyorum. Çünkü kendisi okuduğum ilk kitabıyla en sevdiğim yazarlar listesine giriş yapmayı başardı. 

Genç Bir Doktorun Anıları sadece kolay okunur, berrak, anlaşılır ve samimi olmanın ötesinde edebi değer taşıyan bir eser. İlk satırdan itibaren Rusya'nın soğuk iklimi kemiklerinizi üşütmeye başlıyor ki bu etkiyi uzun ve ağdalı cümlelere gerek duymadan yaratabilmek az buz bir mesele değil. 

İnsan çok karışık ve çelişkili bir varlık. Genç doktorumuz ilk görev yerinde civardaki tek doktor olarak hizmet vermeye başladığında yaşadığı panik ve kaygı aslında başarı dediğimiz şeyi besleyen yegane unsurları ortaya koyuyor. Dönem Rusya'sının toplumsal gerçekliği olan fakirlik, cehalet, batıl inançlar gibi bir çok konuyu vurgulayan bu kitabın başarısı yazarın tıp eğitimi almış olmasına da sanıyorum küçük bir ölçüde bağlanabilir. 

İdealizm ve kendi arzuları arasında bocalayan bir insan olarak genç doktor aslında "şark hizmeti" olarak tanımlanan olgunun insanın hayatından çaldıklarına da ışık tutuyor. Sosyal hayattan, şehirden ve alışık olduğu her şeyden uzak bir doktorun yaşadığı yalnızlık ve terk edilmişlik hissi bir çok açıdan sarsıcı. 

Bütün hikaye idealizm, emek, kısıtlı imkanlarda donatılmış bir hastanede bütün limitleri zorlayarak mucizeler yaratmak gibi insanlığın en onurlu hasletlerinden bahseden bir havada geçse de yan karakterden biriyle "aşk" olgusu da kitapta kendine düşen yeri alıyor. Acıklı, dokunaklı ve her anlamda çok romantik olan bu öykünün size bir şeyler katacağı muhakkak. 

Kitabın sonundaki olaylar aslında insanın ne olursa olsun güçlü olması gerektiğinin kanıtı niteliğinde. Başımıza gelen olayları ve hatta felaketleri kontrol edemeyiz. Kötülüğe ve ihanete maruz kalmak genelde bizim tercihimize bırakılan bir şey olmaz fakat bunlara karşı takınacağımız tavrı belirlemek bizim elimizde. Günün sonunda insanın kendinden başka kimsesi yok ve kendisine en çok zararı verebilen yine kendisi... 

İş Bankası basımı kelimenin tam manasıyla harika, çeviride benim gözüme batan tek bir anlaşılmaz durum yaşanmadı, harf hatası bile görmedim o yüzden bir çok yayınevi basıyor olsa da İş Kültür'ü gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. İnanılmaz cüzi ücreti de cabası diyelim. 

Şu an Usta ve Margarita kitabıyla Mihail Bulgakov serüvenime devam ederken bu kitabı herkese tavsiye ettiğimi belirmek isterim. Listemdeki bir sonraki Bulgakov klasiği Köpek Kalbi olacak ve kendisi kitaplığımdan bana göz kırpmakta. 

Herkese Keyifli Okumalar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...