2 Temmuz 2019 Salı

KAPKARANLIK ORMANDA - RUTH WARE


Bugün sizlere uzun süredir okuma listemde tuttuğum ama bayağı bir gecikmeli olarak da olsa okuyup bitirdiğim bir kitaptan söz edeceğim. Evet efendim "Kapkaranlık Ormanda" isimli kitabımız gerilim türünde yazılmış baskı kalitesi ve kapak tasarımı açısından da son derece ilgi uyandırıcı bir kitap.

Kitabımızın baş kahramanı hanım kızımızın ismi Nora. Aslında adı Leonora ancak kısaltma kullanmaya pek bir meraklı olduklarından bu adı Lee veya Nora diye kısaltarak kullanıyorlar. Nora bir cinayet türünde kitapları olan bir yazardır. Mütevazi ve güzel bir hayata sahiptir ancak mutsuzdur. On yıl önce yaşadığı mutsuzluğu, hayal kırıklığı ve terk edilmişliği üzerinden atamamış bir türlü yeni ve onsuz hayata adapte olamamıştır. Ayrıldığı sevgilisi James'i hiç unutamamış ve bu travmayı bir türlü atlatamamıştır.  Güzel bir kadın olmasına rağmen son on yılda hiç sevgilisi olmamıştır mesela. Hayatta onu en mutlu eden aktivite koşu yapmaktır. Her gün o gün ki ruh haline göre kısa ve uzun parkurlarda koşu yaparak rahatlar. 

Neyse efendim yine böyle rutin koşusundan dönüp de yine rutin bir güne başlamaya hazırlanırken bir e-posta ile karşılaşır. Hiç tanımadığı Flo adlı bir kişiden Clare'in bekarlığa veda partisine davet edilmiştir. Oysa ki düğün davetiyesi almamıştır Nora. Sadece bekarlığa veda partisine çağrılıyor olmasını önce çok garip bulur ve yanlışlık olduğunu düşünür. Bir diğer en yakın arkadaşı  Nina ile yazışarak onun gidip gitmeyeceğini öğrenir. En nihayetinde iki arkadaş katılmaya karar vererek yollara düşerler. Şimdi burada hemen ben araya gireceğim. Şartlar ne olursa olsun, bir dönem ne kadar yakın arkadaş olursak olalım; On yıldır beni aramayan ve sormayan biri pat diye bekarlığa veda partisine davet edemez arkadaşım. Ederse bile ben asla icabet etmem. Muhakkak bir çapanoğlu var bunun altında diye düşünürüm ki hele düğüne de davet edilmemişken. Bu açıdan katılma kararını ilginç bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.

Partinin yapılacağı buluşma mekanları da bir o kadar ilginç efendim. Flo'nun halasına ait olduğu söylenilen ormanın ortasında bir cam ev.  Evet yanlış okumadınız tamamen camdan bir evden bahsediyoruz. Hiçbir mahremiyeti olmayan, dışarıdan her hareketinizin kolayca izlenebileceği sinir bozucu bir cam ev. Nora ve Nina eve vardıklarında kapıda onları Flo karşılar. Flo Clare'e karşı inanılmaz bir hayranlık duyan ve ona yaranmak için her türlü şeyi yapacak biridir. Clare'nin kıyafetlerini bile taklit ederek aynı şekilde giyinerek ikiz gibi gezen bir tip düşünün. Kitabın başından sonuna kadar Flo karakterinden kıl kaptım.

Spoilere girmeden toparlamam gerekirse tabi ki sevgili Clare'nin on yıldır suratına bakmadığı arkadaşı Nora'yı o partiye çağırmasının bir nedeni vardır. Üstelik bu neden Nora'nın da hiç hoşuna gitmeyecektir. Katılımcılar kadar parti için seçilen aktiviteler de  bir o kadar tuhaf olunca bayağı psikolojik gerilim türünde bir kitap çıkmış ortaya. 

Kitap iki zamanlı olarak yazılmış. Birincisi Nora'nın katılım kararı alıp da partide olan bitenleri anlattığı geçmiş zamanlar. Bir de hastanede gözlerini açmasıyla başlayan şimdiki zaman şeklinde yazılmış. En sinir olduğum kısım Nora'nın kekelemesi yüzünden kendine kızdığı zamanlardı. Ve gerçekten sürekli kekelemesi sinir bozucuydu.

Okurken keyifli zaman geçirdiğimi söylemeliyim. Psikolojik gerilim türünü zaten severim ama taşları ustalıkla yerli yerine oturtmuş yazar. Kitap bittiğinde sizde de tam bir tatmin hissi oluşuyor. Kimin neyi neden yaptığını çok net olarak anlıyorsunuz. Kısacası tavsiye ederim güzel bir kitaptı.

Herkese Keyifli Okumalar...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...