Merhabalar, daha önceki yazılarımda efsanevi tv karakterlerinden Dean Winchester ve Klaus Mikaelson'ını anlatmıştım. Şimdi geçmişi kısaca hatırladığımıza göre başlayabiliriz. Dr. House kurgusal olarak New Jersey'deki Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesi'nde teşhis ekibinin başındadır. Kendisi ise bulaşıcı hastalıklar ve nefroloji konusunda ünlü bir uzman hekimdir. Ekibinde Dr. Eric Foremon, Dr. Robet Chase, Dr. Allison Cameron ile çalışmaktadır.
Üç kişilik ekibiyle birlikte bir türlü teşhisi bile
konulamayan hastaları iyileştirmektedir. Bu konuda da hakikaten çok ama çok
başarılıdır. Ekipteki tek bayan olan Dr. Cameron kendisine fena halde hayran, hatta
platoniktir. Dr. Hause'nun hayattaki en yakın dostu ve arkadaşı onkoloji şefi
Dr. James Wilson'da bazı vakalarda kendisine destek verir. Bu desteğini özel
hayatında da devam ettirmektedir.
Acayip zeki bir adam olan House, kesinlikle hastalarını görmeyi
reddeder. Çünkü hastayla iletişim veya duygu bağı kurmanın tıbbi görüşlerini
etkileyeceği kanısındadır. Öyle her vakayı da kabul etmez. Diğer bir deyişle
sıradan hastalıklarla ilgilenmez. Bulmaca gibi karmaşık ve zor olan
hastalıkları çözmek ister.
Son derece asosyal ve küstah bir adamdır. Kesinlikle değer
yargıları biz sıradan insanlardan çok farklıdır. Kendisi ataist olup bu konuda
diğerleriyle dalga geçmeyi sever. İnsanlara (özellikle ekibindekilere)
hakaret etmekten adeta zevk alır. Şimdi diziyi izlememiş veya birkaç bölüm
izleyip bırakmış olan okuyucularımızın; Bu adamın nesini sevdiniz de efsane
haline getirdiniz? dediğini duyar gibiyim. Durun! Lütfen Dr. Hause'u anlamaya
çalışın. Sorunları olan bir kişi o. Ayrıca bir dahi... Bir de çok karizma be
yavvv. Adam yıkılıyor arkadaşlar. Tamam tamam sakinim, toparlandım ve yazmaya
devam ediyorum...
Bir kere farkında olmamız gereken nokta kimse durup dururken
böyle olmaz. Ailesi ile ilgili ciddi sorunları vardır. Bunlar dizide
izleyicinin gözüne acıtasyon olarak sokulmaz. Ancak satır aralarında o kadar
iyi yansıtılır ki izleyici ne düşüneceğini şaşırır. House annesine duyduğu
koşulsuz sevginin tam tersi bir nefret besler babasına. Üçüncü sezonda kendisi
ile iletişim kurmak isteyen bir tecavüz kurbanı hastasına babasının aşırı
disiplin bağımlısı biri olduğunu bu sebeple kendisini bahçede uyuttuğunu, buzlu
su ile duş almaya zorladığını anlatır. Sonra babasının biyolojik babası
olmadığından şüphelenir ve cenazede dna örneği alarak test yaptırdığında şüphesinin
doğruluğunu anlar.
En büyük sorunu aslında psikolojik değil, fizikseldir.
Bir bacağı aksar ve yürümek için baston kullanır. Sürekli çektiği ağrılar
had safhadadır. Sadece bir an, Hiç kesintisiz bir uzvunuzun ağrıdığını
düşünür müsünüz? Bu nedenle sürekli yüksek dozda Vicodin kullanır. Hatta bazen
dozu öylesine artırır ki olay bağımlılık haline dönüşür. Bu noktada lisansını
kaybetme riski oluştuğu için psikolojik rehabilitasyon tedavisi bile görmüştür
kendisi. Kendisinin bu durumundan eski sevgilisini sorumlu tutar.
Bacağında anevrizma oluşarak enfarktüse döndüğünde, ya bacağı kesilecek
ya da ömür boyu acı ile yaşayacaktı. Bacağının kesilmesine karşı çıkan House,
kimyasal koma ile sürekli acı safhasını atlatmak istemekteyken, kendisi ile
ilgili tıbbi karar verme yetkisini avukat olan sevgilisi Stacy Warner'a verir.
Kadın da sevgilisinin öleceğinden korktuğu için Hause'nun bacağındaki ölü kas
grubunun alınması için onay verir. Bu durum tabi ki hem işlev kaybına hem de
sürekli acıya yol açar. Bu duruma çok öfkelenen House sevgilisini terk eder.
Tüm dizi boyunca süregelen ilişkisi çalıştığı hastanenin
başhekimi olan Dr. Cuddy iledir. Gençliklerinde bir kez birlikte olan
ikili House'nun tıp fakültesinden atılması ile ayrılır. Ancak yıllar yılı
birbirlerine olan zaafları devam edecektir. Hause'yi çok iyi tanıyan Cuddy
onu işe almadan önce de kesinlikle neyle uğraştığının farkındadır ancak
onu kontrolü altında tutabileceğine inanmıştır. Ama bazen diğer insanlara olan
davranışları kabul edilemez boyutlara ulaşabilir. Fakat işinde olan olağanüstü
başarısı yaptığı tüm huysuzlukların, aksiliklerin, saygısızlıkların önündedir.
Dr. Hause hayat kurtarıyordur. Hem de kurtarılması mümkün olmayan hayatları.
Şunu açık bir şeklide ifade etmeliyim ki, sekiz sezon
boyunca izlediğim her bölümde farklı bir duygu durumuna girdim. Kimi zaman ona
çok kızdım, kimi zaman saygı duydum. Bazen hayran oldum, bazen ayıpladım. Ama
bana en fazla hissettirdiği iki şey vardı. Birincisi ona sarılma isteği. Evet
yanlış okumadınız ona sımsıkı sarılmak istedim. Tüm şefkatimi vermek ve sen
sevilmeye layık bir adamsın demek istedim. Onun bunu hissetmesini istedim. Hem
de beni ti'ye alıp dalga geçeceğini, aşağılayacağını bile bile. Kesinlikle bunu
yapmasının nedeni kendini korumaya çalışması olacaktı. Umursamaz görünürken,
değer verdiği (ama asla belli etmediği) kişiler için neler yaptığını gördüm.
İçimde oluşan ikinci istek ise adamı tokatlamaktı. Lanet herif bunu nasıl
yaparsın? Sen nasıl bir adamsın diyerek tokatlamak istedim. Bir
izleyiciye böyle hissettirebilmek de dizinin başarısıdır. Demek ki gerçekten
hikaye de karakteri çok çok iyi yansıttı.
Okurlarımıza ricam lütfen diziyi izleyen arkadaşlar da
görüşlerini paylaşsınlar. Diğer insanların bu karakter ile ilgili ne
düşündüğünü çok merak ediyorum.
Ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğim ki gerçek hayatta da
House M.D. hayranı olan bir doktor dizinin önceki bölümlerinde işlenen hastalık
bulgularına dayanarak Dr.House'un teşhisi ile hayat kurtardı. Frankfurt'un
kuzeyindeki Marburg'da bulunan Tanı Konulamayan Hastalıklar Merkezi'nden Dr.
Jürgen Schaefer, Mayıs 2012'de kalp yetmezliği sorunu olan hastayı gördükten 5
dakika sona neyin yanlış olduğunu anladığını söyledi. Daha önceki bölümlerde
protez kullanan hastada oluşan "Kobalt Zehirlenmesi" vakası ile aynı
bulguları taşıyan hastasının sorununu diziden ilham alarak çözdü. Tabi ki bu
durum diziyi çekenler kadar, dizinin hayranları için de gurur kaynağı
oldu.
Kısacası Dr. House asla unutulmayacak dizi karakteri olarak
belleklerimizdeki yerini almıştır. Diziyi izlemeyenleriniz varsa mutlaka
izlemelerini tavsiye ederim. Kafanızın içindeki sınırları ve kuralları
kaldırmayı unutmayın. Dr. House sınırları ve kuralları sevmez, sonuçta
karşımızdaki bir anti-kahraman.
Herkese Keyifli Seyirler...
Dr. House hani diyorlar ya adamın dibi bence halleri, tavırları, zekası hele ukalalılığı çok güzeldi, konusu akışı da hızlı olunca sezonları tıkır tıkır devirmiştim :) Düşüncülerine aynen katılıyorum, unutulmaz arşivliklerden..Sıkı takipçinizim, bende bloguma beklerim, yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim ;)
YanıtlaSil