22 Kasım 2018 Perşembe

CESUR YENİ DÜNYA - ALDOUS HUXLEY


Distopya aşığı bendeniz bu sefer sizi klasik bir eserle, Cesur Yeni Dünya ile selamlar.

Toplu seks poplu seks!

Bu kitap okuduğum her şeyden farklıydı, işin aslı distopya mı yoksa ütopya mı ona bile karar verebilmiş değilim. Okuduklarımdan dehşete düştüğüm doğru fakat bu dehşetin ne kadarı benim düşüncelerimden ne kadarı mevcut toplumun bana öğrettiklerinden kaynaklanıyordu. O kısmı tamamen muamma. Yine de yazının başından belirtmiş olayım herkese tavsiye ediyorum, okunması gereken bir eser o kısımda muamma yok.

Bir dünya düşünün tamamen steril ve güvenli. Hastalık yok, yaşlanmak yok, hatta şöyle özet geçeyim mutsuzluk yok. Sorumluluk sıfır, öyle ki insanların tek yükümlülüğü mutlu olmak. Aile yok, sevgi yok, aidiyet yok zira herkes herkese aittir. Bireyler değil sadece toplum önemlidir. Bireyler harcanabilir, vazgeçilebilir, yerine kolayca yenisi koyulabilir birer et parçasından ibaret.

Hiç şüphesiz burada söz konusu olan hassas bir denge. Medeniyetin ilerlemesi, teknolojinin gelişmesi, insan ömrünün uzaması, hastalıklarla çok daha kolay mücadele edilebilmesi ve bunların sonucu olarak zayıflayan maneviyat ve bütün o bağlılıklar... Cesur Yeni Dünya esasında bir çok açıdan günümüzün tüketim toplumuna korkunç bir eleştiri. Sosyal medyada gördüğünüz ne olursa olsun eğlenmesi gerektiğine inanan bir çeşit ruh hastalığına yakalanmış bireylerden oluşan koca bir toplum esasında anlatılan.

Kitabı okurken düşüneceğiniz şeylerin başında "Bizi insan yapan şeyin ne olduğu?" sorusu geliyor. Zira bütün ahlak kurallarından muaf, aile kurumunu yerle bir etmiş, hiçbir şey için en ufak bir bedel ödemeyen bu güruh aslında ne kadar modern görünürse görünsün insan olma hasletlerinden oldukça uzak. Yine de eksik bulduğum bir şeyler yok değildi. Evrenimizde varolan iki alternatif aslında iki uç nokta. İkisinin de kabul edilir ya da yaşanılır bir yanı yok. Bebekleri deney tüpünde yetiştirmekle ilkel bir kabile hayatı yaşamak arasında başka bir seçenek de olmalı.

Eseri okurken yaşanan en çarpıcı hissiyat ise, yazar sanki böyle bir evreni hayal etmemiş de, direk o dünyanın içinden yazmış gibi soğukkanlı ve normallikle anlatıyor hikayeyi. Okurken siz de bir şekilde olayları normalleştiriyorsunuz fakat benim normalleştiremediğim belki de tek durum "anne" kelimesini müstehcen bir ifade olarak kullanılmasıydı. Bu kelimeye böyle bir anlamın nasıl verildiği noktasında da herhangi bir bilgi yoktu. Kitap boyunca her "anne" denildiğinde yaşanan gülüşmeler bu konunun ilk kez nasıl ortaya çıktığı hakkında düşünmeme ve dikkatimin dağılmasına sebep oldu.

Son olarak şunu söylemek isterim ki bu kitap hakkında yapılabilecek en güzel, yalın ve doğru yorum kitabın önsözünde Margaret Atwood tarafından yapılmış. İkinci dünya savaşından sonra yükselen kutuplaşma ve soğuk savaş dünyayı 1984 çizgisine görütüyordu fakat seksenlerden sonra Sovyet bloğunun yıkılmasıyla ne yazık ki -ya da iyi ki- Cesur Yeni Dünya distopyalar arası bu yarışı önde bitirdi. Şimdi yepyeni kıyafetlerimizle, inançsızlığımızla, keyif verici maddelere karşı aymazlık derecesindeki düşkünlüğümüzle övünüyor ve erdemsizliği erdem sayan yeni bir dünyada yaşıyoruz.

Herkese Keyifli Okumalar...

4 yorum:

  1. İçeriği çok hoşuma gitti. Kitap listeme ekledim, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Distopik eserlerin arasında ev sevdiklerimdendir. Yazar aslında dikkatli okurları için kapitalizm ile komünizm yönetim sistemlerini okuyucunun hissetmesini sağlıyor. Kapitalizm de bireyin değeri yokken komünizm süründürüyor.

    Diğer taraftan kitapta geçen Ford kelimesinin tanrısallaştırılmasını anlamak için Henry Ford hakkında kısa bir bilgiye ihtiyacınız olacaktır. Bilinen Ford marka araçların mimarı olan Henry Ford fabrikasında seri üretime ilk geçenlerdendir. Bunun için insanları gruplandırır ve kast sistemini oluşturur. En tepede de kendisi vardır. Yazar bu fabrikayı gezdiğinde ürperiyor. Günümüzde ise bu sistem her yerde işliyor ama herkes kanıksamış durumda.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,

    Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya" adlı romanından en beğendiğim alıntı şuydu: "Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla." "Cesur Yeni Dünya" romanından beğendiğim alıntıları paylaştığım yazımı izniniz olursa okumak isterseniz linkini şuraya bırakmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/aldous-huxley-cesur-yeni-dunya-romanindan-34-etkileyici-alinti/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...