5 Ekim 2016 Çarşamba

SARAİ - J. A. REDMERSKI


Bugün sizlere "Sarai" adlı kitaptan söz edeceğim. Öncelikle söylemeliyim ki son derece akıcı ve yazım dili kolay anlaşılır. Bu sebep ile çok hızlı bir şekilde okudum ve bitirdim. Güzeldi diyebilirim. En azından iyi vakit geçirtti. Kitapta eksikliğini duyduğum tek şey duygu yoğunluğuydu. Bu kadar yüzeysel mi olunur?

Sarai henüz 14 yaşındayken Meksikalı bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya annesi tarafından zorlanmıştır. Bir çiftlik evinde rehin hayatı yaşamaktadır. Şimdi tam da bu noktada nasıl anneler var? Nerede bu devlet falan diyesim geliyor. Aynı çiftlik evinde başka kızlar da rehin olarak tutulmaktadırlar. Muhtemel mafya olayları çerçevesinde insanlara istediklerini yaptırmak için kızlarını rehin alıyorlar. Çok detaya girilmemiş. Ama bu evde rehinelere her türlü şiddet, hakaret ve aşağılama yapılabiliyor. Özellikle de baronun kız kardeşi İzel tarafından. Ancak Sarai'nin diğer kızlardan bir farkı ve dokunulmazlığı var çünkü baronun gözdesi. Meksika'nın ücra köşesindeki çiftlikten kaçma şansı sıfırın altında. Ama umudunu hiç yitirmiyor. Her defasında bir şekilde nasıl kaçarım diye kafa yoruyor.

Günlerden bir gün bir Amerikalı eve geliyor ve işte bingo. Sarai'nin tam aradığı fırsat da diyebiliriz. Lydya ise Sarai'nin en yakın arkadaşı. Olan biteni kapı aralığından izliyorlar. Yabancı gözünü kırpmadan baronun adamlarından birini çat diye vurup indiriyor. Çok tehlikeli bir adam olduğu her halinden belli yani. Lydya Sarai'nin birlikte kaçma teklifini red ediyor ve orada kalıyor. Sarai ise çiftlikteki tüm adamları bir şekilde atlatarak yabancının arabasına biniyor.

Kitap tam da bu noktadan başlıyor zaten. Yabancı arabaya bindiği andan itibaren Sarai'nin varlığını farkediyor. Asi kızımız azılı kiralık katile beceriksizce silah falan doğrultarak hareket etmeye zorluyor. Bu kısımlarda bayağı bir eğlendim diyebilirim. Çünkü evet Victor azılı ve acımasız bir kiralık katil. Birlik için çalışıyor. Dokuz yaşında devşirilmiş ve özel eğitimlerden geçerek bu hale gelmiş. Sen kimsin de bu adama silah zoruyla bir şey yaptırabileceğini düşünüyorsun? 

Bir şekilde Vicor kıza yardım etmeye karar veriyor. Aslında tabi ki ilk amacı kıza yardım değil, kızı kullanmak. Yolda birkaç yerde baronun adamları tarafından kıstırılıyorlar. Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim Sarai ağır bir salak.  Bin kere tembih etse de Victor'un söylediklerini yapmıyor kız.

Kitapta çoğu bölüm Sarai'nin ağzından yazılmış. Victor'un anlattığı bölümleri çok az buldum. Keşke sırayla anlatsalardı daha makbule geçerdi. Sarai'de zaten yıllardır tutsak kaldığı dönemden oluşan psikolojik bir bozukluk mevcut. Bence kitaptaki en büyük eksiklik duygu yoksunluğu idi. Hissedemedim arkadaşlar. İki insan arasındaki duyguyu, sevgiyi, aşkı yani yaşadıkları her ne ise hissedemedim. Hissettiğim tek gerçek duygu aslında Niklas'ın kardeşini koruma dürtüsüydü. Evet Niklas ve Victor kardeşler ve ikisi de birlik için çalışıyorlar. Sarai Victor'un tüm prensiplerini alt üst etmesine neden oluyor. Niklas durumun farkında ve engel olmaya kendince çalışıyor. 

Kızımız onca yıl süren tutsaklıktan sonra ne yapacağını bilemez halde. Kelimenin tam manasıyla şaşırmış. Para kısmı Victor tarafından çözülse de ne yapacağını bilmiyor. Bu nedenle sanırım kiralık katil olmak istiyor. Tabi ki Victor buna çok sıcak bakmıyor ama ne olup bittiğini biraz anlaması için onu bir göreve kendisi ile birlikte katılması için davet ediyor. Evet sadece istersen gelebilirsin diyor. Ama ölüm riski var diye uyarıyor. Sarai evet diyor. Görevde çok şeyler yaşanıyor ve ikisi inanılmaz yakınlaşıyorlar. Bu kısmı okuması keyifliydi.

Finalde Victor çok ama çok tatlıydı. Sarai'ye sunabileceği her şeyi sunuyor ve mutlu olmasını istiyor. Ancak kızımız yine söz dinlemeyecek gibi. Yazar ikinci kitabın sinyallerini vermiş ve zaten seri olacağını bildiğimiz için hiç de şaşırmıyoruz. Enteresan bir kitap, değişik bir şeyler okumak isteyenlere öneririm. 

Herkese Keyifli Okumalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...