7 Ekim 2016 Cuma

RICK GRIMES / EFSANE TV KARATERLERİ #5


Merhabalar bugün efsane tv karakterleri serimize yeni bir isim daha ekleyeceğiz. Rick Grimes!
Daha evvel Gregoy House, Klaus Mikaelson, Damon Salvatore ve Dean Winchester gibi karakterleri anlatmıştım. Üzerilerine tıklayarak onları da okuyabilirsiniz. Bu sefer ki konuğumuz başlı başına bir efsane olan The Walking Dead'in ana karakteri, mihenk taşı.

İzlediğim bütün dizilerin bittiği ve yeni bir dizi arayışında olduğum oldukça sıkıntılı bir dönem yaşıyordum. The Walking Dead'in daha önce övüldüğünü bir çok kereler duymuştum ve bu diziye bir şans vermek istedim. Henüz ilk bölüm biter bitmez ne kadar da doğru bir karar verdiğimi fark ettim ve tek kelimeyle dizinin müptelası oldum. Eğer Resident Evil filmlerinden birini izleyip sevdiyseniz, eğer I am Legend filminden hoşlandıysanız, Brad Pitt'in World War Z filminin devamı bir an önce gelsin diye dua ediyorsanız The Walking Dead hiç şüphesiz dualarınızın cevabı olacaktır.

Şimdi dizinin ününden bahsettiğimiz yeter biraz da esas adamımız Rick Grimes'tan bahsedelim. Dünyada her şey olması gerektiği gibi giderken Rick Atlanta yakınlarındaki bir kasabada şeriftir. Bir gün rastgele bir polis işi sırasında vurulur ve aylar süren bir komaya girer. Bu sırada Rick komadayken bildiğimiz dünya paramparça olmaktadır. Rick uyandığında artık tamamen yabancı bir dünyadadır ve sahip olduğuna inandığı her şeyi kaybetmiştir. Ailesinden kimseyi yanında görememesi bile bir şeylerin ters gittiğini anlamasına yetmiştir. Başındaki çiçeklerin solmuş olmasından haftalardır onu kimsenin ziyarete gelmediğini anlar.

Yoğun bakımda tek başına uyanan Rick resmen sudan çıkmış balığa döner. Odasından çıktığı anda bütün hastanenin kanlarla kaplı ve terk edilmiş olduğunu görür. Her ne kadar korksa da Rick'i iyi bir şerif yapan özellikleri devreye girer ve Rick soğukkanlılığını korur. Hastane binasından çıktığında bütün bahçenin sayısız cesetle ve ceset torbasıyla dolu olduğunu görür. Hiçbir şeyden haberi olmayan biri olarak ailesini bulmak için tesadüfen bulduğu bir bisiklete atlar ve eve doğru yola koyulur. Ev dediği yerin terk edilmiş olduğunu bilmeden yıkık sokaklar arasında ilerlerken bir zombiyle karşılaşmaması büyük bir şanstır. Evine ulaştığında ailesini bulamaz ama onların hayatta olduğuna inanmak zorundadır.

Sonrasında altı sezondur ismen ve cismen hayatında kalacak Morgan'la karşılaşır. Morgan ona olup biten her şeyi özetler ve hayatta kalması için gereken bilgileri verir. Morgan karakterini diziye tekrar sokmak için altı sezon beklemeleri her ne kadar can sıkıcı olsa da aslında Morgan'ı bulduklarında hali pek parlak değildir. Tabii bu başka bir hikaye olduğu için ve spoiler vermek istemediğim için susuyorum. Buradan sonrası Rick'in ailesini bulmak için delicesine çabalamasından ibaret.Aslına bakarsanız bu bir türk dizisi olmadığı için her şey beklediğimin tamamen aksi yönünde gelişmişti. Rick karısına sonsuz bir aşkla, oğlunaysa sonsuz bir sevgiyle bağlı. Bunu yaşayanlar, ölüler veya zombiler değiştiremez.

Her ne kadar diziye olan övgülerimi Rick'in şahsında toplasamda dizi konusu ve karakterleriyle başlı başına bir efsane. Bu altı sezon boyunca izlediğimiz şey sadece zombiler ve Rick'in kahramanlıkları değildi. Bu hayatta kalma savaşını iliklerinize kadar hissettiğiniz yasasız, polissiz, düzensiz bir dünya. Bu sebeple yapılabilecekler ve yapılamayacaklar artık çok belirsiz hayatta kalmak için neredeyse her şey mübah. Bu ortamda insanlığını koruyabilme bile başlı başına bir irade savaşı.

Karakter olarak Rick'in yanında Daryl de efsane bir karakter. Tatar yayıyla ilk sezondan beri büyük işler başaran bir anti-kahraman. Normal dünyada Daryl selam vereceğiniz bir kimse bile değil ama orman kanunları işin içine girdiğinde güvenebileceğiniz belki de tek silah arkadaşı. Karakter değişimleri ve gelişimleri içinde belki de en enteresan olan hikaye Carol'ın hikayesidir. Carol kocasının baskısı ve şiddeti altında ezilmiş bir zavallıdan korkulacak birine dönüşmesinin hikayesi bile başlı başına izlemeye değer.

Bu yazıda Shane ismini geçirmezsem içim rahat etmeyecek ama ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Shane ve Rick'in hikayesi mükemmel bir dostluktu. Yaşanan olaylar, Lori ve diğer şeyleri düşününce Shane'in başına gelenleri hak ettiği çok aşikar ama yine de bu olayın Rick'in hayatında ve karaterinde yarattığı etki inanılmaz. Habil ve Kabil gibi hayatta kalanın her zaman suçlu olduğu bir hikaye bu. Etik algılarımızla baktığımızda Rick'in haklı olduğuna kendimizi inandırsak da Rick için yapmak zorunda kaldığı şey daimi bir vicdan azabı.

Bu altı sezon boyunca Rick ailesini buldu, korudu ve bir adamın yapması gereken her şeyi yaptı. Hayal edebileceğiniz daha iyi bir aile babası ya da daha iyi bir hayatta kalma ustası bulamazsınız. Stratejik zekası, bilgisi, cesareti ve gerektiğinde zor kararların sorumluluğunu gözünü kırpmadan alabilmesi Rick'i hayran olunacak biri yapıyor.

Yine de Rick'i efsanevi kılan şey çok güçlü, çok zeki ve katıksız bir lider olması değil. Rick'i efsanevi yapan ne olursa olsun her koşulda doğru olanı seçmesi. Zaten bir insanda bulunabilecek en değerli özellik budur. Rick herkesin hayal ettiği o her daim güvenilecek kişi, o varken bana bir şey olmaz dedirtecek güçlü bir kalkandır. Rick için insanlar ailesi olanlar ve ailesi olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Ailesi kan bağıyla oluşmasa da onlar için dünyanın geri kalanını yok etmekten çekinmez.

Zombi saldırısı olsun veya olmasın Rick hepimiz için bir kahraman. Oğlunu, karısını ve sevdiklerini korumak için her seferinde canını ortaya koyması, gözü karalığı, iyi kalbi ve gerektiğinde gösterebildiği eşsiz zalimliğiyle Rick Grimes kıyamet sonrası dünyasında gerçek bir idol. Diziyi izlemeyen herkese şiddetle tavsiye ediyor hali hazırda izleyenlereyse sevgilerimi gönderiyorum...

   Herkese Keyifli Seyirler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...