17 Haziran 2019 Pazartesi

SANDMAN (1.CİLT PREÜDLER & NOKTÜRNLER) - NEIL GAIMAN


Selamlar sevgili kitap kurtları, türünüzün en geveze örneklerinden biri olarak sizlere yine bir övgü yazısı hazırladım. Neil Gaiman aşkımı bu blog'u takip eden herkes biliyordur diye düşünüyorum. Daha evvel Amerikan Tanrıları, Yokyer, Yolun Sonundaki Okyanus ve  son olarak İskandinav Mitolojisi gibi bir çok eserin övgüsüyle -yorum demek hakaret gibi oluyor- sizleri rahatsız etmiştim.
Şimdi konumuza gelirsek; Sandman...

Bu çizgi romanı bana ilk tavsiye eden kişi, içinden alıntıladığı bazı sözleri dövme yaptıracak kadar kendisine hayrandı. Beş yıl evvel, başka zamanlar ve başka hayatlardı, umarım şimdi de mutlu ve huzurludur... O vakitten beri aklımdaydı Sandman ama çizgi romanlara karşı olan önyargım sebebiyle okumaya pek yanaşmamıştım. Aslında bakarsanız aklımdan neredeyse tamamen çıkmıştı. Taa ki çok sevdiğim birinin evinde gördüğüm tamamen alakasız çizgi romanlar aklıma Sandman'i düşürene kadar. Gecenin bir yarısı ilk iki cildini sipariş ettim ve doğrusu ilk cildi bitirdikten sonra kalan üç cildi de sipariş ettim. Gözlerimde bir takım kalplerle kargomu bekliyorum. ^_^

İlk çizgi roman deneyimim olduğu için zannediyorum ilk sayfalardan bana biraz yavan ve eksik geldiğini itiraf etmek zorundayım. Roman okurken betimlemeler vasıtasıyla yaşadığınız o hayallerde canlandırma hali çizgi roman için pek mümkün olan bir düşünme şekli değildi. Fakat sonradan aslında çizgi romanın başka türlü bir hayal etme biçimi olduğunu fark ettim. Bu sefer çok daha net şekilde yazarın ve çizerin insafına kalıyorsunuz ama diyaloglar ve satır arası açıklamalar akıp giderken çizimlerin arasında kaybolduğumu itiraf etmem gerek.

Tabii şüphesiz bu durumun başka sebepleri de olabilir. Sevgili Gaiman'ın sonsözünde ifade ettiği gibi o da bu kurguya anca üçüncü hikayede adapte olabilmiş ve sonrasında harikalar yaratmış olabilir. Sandman için spoiler vermeden söyleyebileceklerim aslında çok kısıtlı sadece sizi hazırlıksız yakalamasın diye hikayenin ruhundan bahsetmek lüzumunu hissediyorum.

İlk olarak beyninizdeki bütün algıları yerle bir etmeniz gerekiyor. Çünkü Sandman bir süper kahraman hikayesi değil hatta çok rahat söyleyebilirim ki Sandman onurlu bir anti-kahraman. Gaiman evreninde tanrılar ölümlüdür, yani inananları olduğu sürece tanrılar hayatta kalabilir, Amerikan Tanrıları okuyucusu şu an bahsettiğim şeyi çoktan idrak etti ama diğerleri için açıklamak gerekirse mitolojik bir yanı olsa da Sandman bildiğimiz anlamda bir tanrı değil. Tanrıların korkması gereken bir varlık. O rüyaların lordu, kadim, evveli ve ezeli olmayan bir düş hakimi üstelik ebedi olanlardan...
Ki bu onu Gaiman evreninde tanrılardan bile ayrıcalıklı kılar.

Yazıyı sonlandırırken Düş Lordun'nun yaratım sürecinde -kişilik özelliklerinden, kılık kıyafetine kadar- Neil Gaiman'ın kendine benzeyen bir karakter oluşturduğunu ve sırf bu yüzden bile bu hikayeyi her şeyiyle çok sevdiğimi belirtmek isterim. Çizgi Roman sevenler veya bir yerlerden başlamayı düşünenler sizi Sandman efsanesine katılmaya davet ediyorum. Karanlık, tehlikeli, kadim, onurlu ve çoğunlukla hastalıklı olan bu ebedi düş sizi kendine hayran bırakacak. Kabuslarda buluşmak üzere...

Herkese Keyifli Okumalar...


1 yorum:

  1. gaiman hikayelerini çok seviyorum bunu da alacağım mutlaka..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...