30 Eylül 2018 Pazar

DAMIZLIK KIZIN ÖYKÜSÜ - MARGARET ATWOOD


Merhabalar, yine bir distopya ve yine ben. Bugün bahsedeceğim kitap aslında sadece bir distopya değil. Günümüz toplumuna çarpıcı bir eleştiri ve kadınların toplumdaki yerini, değerini inceleyen feminist bir eser. Baştan söylemem gerek bu kitabı oldukça sevdim ve etkilendim. Açıkçası bu kadar hoşuma gideceğini beklemiyordum fakat bir solukta okudum. Bütün distopyalar gibi bu hikayede devletin baskıcı ve karanlık bir politika geliştirip, toplumun dinamiklerini yeni baştan inşa etmesi konu alınıyor. İnsanların hayatta kalmak için ya da güvende kalmak için ne çok şeyden vazgeçebileceğini gözler önüne seriyor.

Anlatım dili yalın ama etkili, okurken ağdalanmıyor fakat gerçek bir metin okuduğunuzu da hissettiriyor. Akıcılık ve sürükleyicilik bakımından da bir sıkıntımız yok. Merak uyandırmak derseniz o da muazzam. Buradan sonrası spoiler içerecektir. Bu distopya halkının esas problemine gelirsek... Çoğu insan kısır. Tabii siz burada benim çoğu insan dediğime bakmayın yasalarca erkeklerin kısır olabildiğinin söylenmesi ve erkeklerin kısırlıkla suçlanması yasak. Bir çiftin öyle ya da böyle bebeği olmuyorsa bu kadının kısır olduğu anlamına geliyor.

Bahsettiğim kısırlık ülke hatta dünya nüfusunu etkileyebilecek kadar dramatik. Bu sebeple doğurgan kadınlar ve bebekler çok kıymetli fakat böyle kıymet görmek istemeyeceğinizden emin olabilirsiniz. Kadınlar arasında korkunç bir kast sistemi hakim. Eşler, Damızlıklar, Hizmetçiler. Yazarken bile korkunç gelen bu durum kıyafetlerin rengine kadar belirlenmiş, keskin sınırlarla karşımıza çıkıyor. Damızlıklar kırmızı, eşler mavi, hizmetçilerse yeşil kıyafetler giyiyorlar, bu onların toplum içindeki konumlarını ve davranışlarını belirliyor.

Eşler menapoza girdiği zaman üst düzey erkeklere -komutan diye bahsediliyor- bu damızlık kızlar tahsis ediliyor. Bu kızlar neye göre seçiliyor, bir kadının eş ya da damızlık olacağı nasıl belirleniyor derseniz cevap çarpıcı olacak... Yeni hükümet başa gelmeden evvel evlilik dışı cinsel ilişki yaşayan kadınlar onursuz ve doğal olarak damızlık kabul edilirken bakire olanlar eş statüsüne seçiliyor. Yaşlı kadınlar derseniz onlar hizmetçi olarak atananlar...

Bildiğimiz semavi dinlere tam olarak benzemese de toplumda sıkı bir dini baskı mevcut. Komutanların damızlık kızlarla sevişmesini meşru gösterebilmek için bu eylemi de dini bir kılıf altına sokmuşlar. Dokunmak ya da öpüşmek olmaksızın eşi de dahil edilerek üç kişilik bir ibadet gibi yaşanan hastalıklı bir cinsellik söz konusu. Kutlu bir bebek müjdesi için yapılan fedakarlıklar gibi anlatılsa da şüphesiz erkeklerin kurduğu sistemin yine erkeklere çalışmasından ibaret mevzu.

Kadınların sadece erkeklerin zevk ve çıkarlarına hizmet ettiği bu korkunç sistem size çok abartılı ve uzak gelebilir ama aslında yaşadığımız toplumun durumu da tam olarak bu. Sadece hiç kimse açık açık söylemiyor ama hep burada, aramızda. Erkek bebeği olunca sevinen ailelerle aramızda, kızını sosyal faaliyetlere göndermeyen babalarla aramızda, karım değil mi ister döverim ister severim diyen erkeklerle aramızda, kız çocuğuna koşma, düzgün otur diyen kadınlarla aramızda. Futbol izlerken bile annelerin, eşlerin, kardeşlerin kulakları küfürlerle çınlıyor bu ülkede. Kadının değersizliği ya da değerli bulunduğu tek biyolojik konu bizim sürekli dilimizde. Okunmasını muhakkak tavsiye ediyor, özellikle erkek okuyuculara öneriyorum.

Herkese Keyifli Okumalar...

3 yorum:

  1. Distopya tarzı kitaplara bir benim elim gitmedi hiç :) ama yorumunuz şahane !

    YanıtlaSil
  2. yorumunuz sayesinde merakım uyandı. okunacak bir kitapmış, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Bu kitabı severek okurum gibi hissettim. Bu türü seviyorum zaten :))

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...